Özellikle İtalyanlar için makarna o kadar vazgeçilmezdi ki, La Scala'nın sanatçıları, turneye çıktıklarında gidecekleri ülkelerle yaptıkları kontratlara "günde en az bir öğün makarna" şartını koyduruyorlardı. Müzik dünyasının en ünlü makarnacısı Enrico Caruso ise, "Enginar, doğru pişirildiğinde şarkı söyler. Ama, spagetti doğru yapılırsa insana şarkı söyletir" diyordu...
Avrupa ve Amerika'da uzun yıllar "fakir yiyeceği" olarak kabul edildi
Makarna ve spaghetti, Avrupa ve Amerika'da uzun yıllar "fakir yiyeceği" olarak kabul edildi ama, daha eskilerde durum tam tersiydi. 1800'lü yıllarda ilk makarna fabrikalarını kuran Napolililer, sürekli sebze yedikleri için "yaprak yiyici" olarak tanınmışlardı. Çünkü, o zamanlar makarna yemek çok lükstü ve üst tabakanın yiyeceği olarak biliniyordu. 18 ve 19. yüzyılda Napoli'ye uğrayan gezginler, ülkelerine makarna kapları ve tahta makarna kaşıkları ile dönmeye başladılar. O yıllarda makarna, tabaktan elle almıyor ve baş geriye atılarak ağıza bırakılıyordu. Çünkü, uzun spaghettileri yemenin en kolay yolu buydu.
Ne var ki, tüm dünyada bu denli sevilen bir yiyeceğin düşmanları da vardı
Bunların en ünlüsünün, inanılması güç ama, bir İtalyan, "Il Duce" adıyla tanınan faşist lider Benito Mussolini olduğu iyi biliniyor. "Duce", faşizmin ilk yıllarında fütürist bir yazar olan F.T. Marinetti'den yana tavır takınmış ve onun gibi, makarna yiyen insanların "tembel, şişman ve uykucu" olduğuna inanmıştı. Oysa Mussolini, kısa süre sonra büyük bir savaşa sokacağı halkının "zayıf, ciddi ve çalışkan" olmasını istiyordu. Ne var ki, daha önceleri İtalya'yı ele geçiren Napoleon'un bile makarnaya aşık birisi olduğunu duymamıştı. Mussolini'nin, yine de sevgilisinin evine koşa koşa gidip makarna atıştırdığı konusunda şüpheler mevcut...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız