Makarna tüm yeryüzünde çok sevildi ve hemen benimsendi...
Sophia Loren'in "Bende gördüğünüz herşeyi makarnaya borçluyum" dediği' zamanlarda, makarnanın içinde piştiği suyun iyileştirici özellikleri olduğuna inanılıyordu. Söylenilenlerin yüzde kaçının doğru olduğu bilinmiyor; ama, bilinen bir gerçek var ki, makarna tüm yeryüzünde çok sevildi ve hemen benimsendi... Örneğin Amerikalılar, makarnanın yemek zevklerini tatmin edeceğine ve makarnanın getirdiği kiloların kalçalara ve bele gitmeyeceğine hemen ikna oldular...
Makarnanın nereden geldiği konusunda çok çeşitli rivayetler var
Ama, bunların en ünlüsü Marco Polo ile ilgili olanı... Hikayeye göre, Marco Polo makarnayı Çin'de görmüş ve onu İtalya'ya getirmişti. Polo'nun Asya'dan döndüğü 1279 yılında, ölen bir askerin vasiyetini yazan bir noterin listeye "Bariscella plena de macaronis" (Bir sepet makarna) yazması, bu öyküyü doğruluyor. Ancak, makarnanın Çin'de 3000 yıl evvel yendiği konusunda kuşkular var. Paleobotanik verilere göre, buğday ve su karışımından oluşan bu besin, binlerce yıl önce Mezopotamya'da yeniliyordu. Bazı besin tarihçilerine göre ise, ilk makarna Etiyopya'da ortaya çıktı. Çünkü, bu bölgenin doğal tahılı "Tritucum durum" adı verilen sert buğdaydı.
Makarnanın ilk kez Yunanistan'da üretildiğini iddia eden bir kısım tarihçiler de, "maccaroni" kelimesinin eski Yunanca'daki "makar" (kutsal) kelimesinden geldiğini belirterek savlarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Ancak, günümüzde geçer olan kuram, makarnanın çıkış yerinin Arabistan olduğu yolunda... Etimoloji de bu kuramı destekliyor. 12. yüzyılda yazan bir Arap coğrafyacı, Sicilya'da "itriyah" adıyla anılan makarnaya Tasladığını anlatıyor. Arapça "kokulu" anlamına gelen "itriyah"tan türeme olduğu sanılan İtalyanca "trii" kelimesi, bugün hâlâ Güney İtalya ve Sicilya'da makarna için kullanılıyor.
Makarna sözcüğüne gelince
Bir türünün "spaghetti" (küçük ipler) adıyla tanınmasına karşılık, makarna uzun yıllar "maccaroni" adıyla tanınmıştı. 14. yüzyılda "Decameron"u yazan Boccacio, gourmet'in düşünü yazarken, insanların Parmesan dağının tepesinden aşağı "maccaroni" ve "ravioli" boşalttıklarını anlatıyordu. Ondan 400 yıl sonra besteci Rossini, Paris'ten İtalya'ya yolladığı mektuplarını "Rossini senza maccaroni" (Makarnasız Rossini) diye imzalamış, "Cezayir'deki İtalyan Kız" operasında, İsabella'nın Cezayir Beyi Mustafa'yı pişirdiği makarnayla uyutarak kaçtığını anlatmıştı.
Yorumlar
Nereden nereye gelmiş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız