Tam 53 yıl Auschwitz'de ve daha kimbilir nerelerde kaybolanların geride kalan tek tük mirasçılarından 'ölüm ilamı' istediler! Gaz odasında kağıt verilmediğini bilmiyormuş gibi, korkunç bir ikiyüzlülük sergilediler. Gerçi ufak tefek bazı ödemeleri oldu; ama ancak 1998 yılında, ağır baskı ve boykot tehdidi altında 1.25 milyar dolar ödemeyi kabul ettiler. Bunun, ellerindeki paranın ne kadarı olduğu bilinmiyor!
Keza yine Eylül 1998 tarihinde ABD, İngiltere ve Fransa tarafından oluşturulan ve Nazi işgali altında kalan ülkelerin taleplerini inceleyen üçlü komisyon da lağvedildi. Bu 53 yıl boyunca komisyon, 371 ton altını geri alabilmişti; ama bunun yağmalanan altınların ne kadarı olduğu yine bilinmiyor. İsviçre bu kalem altında da müttefiklere 250 milyon İsviçre frangı ödemişti ve bunlar merkez bankalarından yağmalanan altınlara mahsuben işgal edilen ülkelere parça parça geri verildi. İşlem, on yıllar sürdü. Arnavutluk 19 milyon dolar değerindeki 1.5 ton altınını ancak 1995 yılında alabilmişti.
Amerikan Stratejik Bombardıman Komutanlığı Nazi'lerin eline geçen kaynakları değerlendirirken bunun sadece para olarak toplanan kısmının 26 milyar doları bulduğunu ifade etmişti. Her çeşit tarım ürünü, maden ve sanayi ürününün ise altın veya para olarak karşılığını hesaplamak olanaksızdır. Sonuçta milyonlarca kişi açlıktan öldü ve savaş birkaç yıl daha sürse veya Avrupa'ya dışarıdan büyük miktarda gıda maddesi gelmeseydi bunun on milyonlara çıkması kaçınılmazdı. Esir işçilere gelince, sadece Almanya'da 1944 yılında sayıları 7 milyonu buluyordu.
Alber Speer bu tarihte bunların Almanya’nın savaş eforunun yüzde 30 ila 40'ını gerçekleştirdiklerini söylemiştir. 1940 ile 1944 arasında bunlar Almanya'nın toplam üretiminin yüzde 14'ünü yaptılar ama bu, savaş gereçleri için ayrılabilecek kaynağın en az yarısıydı. Söylendiği gibi, "hiçbir köle sahibi bundan fazlasını umut edemezdi".
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız