Mektubun ücretini alıcı tarafından ödeniyordu
Avrupa'da, Ortaçağ'dan beri, yolların güvenli olmaması yüzünden, mektubun taşıma ücreti alıcı tarafından ödeniyordu. Bu da çoğu zaman ilginç ve altından kalkılmaz durumlara yol açıyordu. 1840 yılında Londra'daki İngiliz Posta idaresi'nin sonradan yöneticisi olan Sir Rowland Hill, ilginç bir olaya tanık olmuştu. İskoçya’ya yaptığı bir yolculuk sırasında, genç bir kızın taşıma ücretini ödeyemediği için nişanlısından gelen mektubu postacıya geri verdiğini gördü.
Bunun üzerine ücreti kendisi ödedi. Genç kız ona teşekkür etti ve bu paraya gerek olmadığını söyledi. Çünkü, zarfın üzerindeki adreste bir düzenleme yaparak, nişanlısından gelen mektubu para ödemeden de alabileceğini belirtti.
Rowland Hill’in etiket önerisi
Bu olaya tanık olan Hill, mektup yollanırken, para ödenmesini zorunlu kılacak bir yöntem geliştirilmesi gerektiğini düşündü. Taşıma ücretinin, zarfın üstüne yapıştırılan küçük bir etiket bedeli olarak, mektubu gönderen tarafından ödenmesi ilkesini önerdi. Bu yöntem İngiliz Hükümeti tarafından kabul edildi. Kraliçe Victoria'nın resmini taşıyan ilk posta pulu 158 bin adet basıldı ve 6 Mayıs 1840 tarihinde satışa sunuldu.
Türkiye'de ise ilk posta pulu
Bir süre Postahane-i Amire Nazırlığı yapan, gazeteci Ağah Efendi tarafından 1862 yılında bastırıldı. Dikdörtgen biçiminde ve dantelsiz olan bu pulun üstünde, dönemin padişahı Abdülaziz'in tuğrası ve bir ay içinde, "Devlet-i Aliye-i Osmaniye" yazısı bulunuyordu.
Yorumlar
Nereden nereye gelmiş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız