Kasım 21, 2024

Sarımsak ve Antik Dönem

Neolitik Çağ'dan bu yana, dünyadaki hemen her kültüre ait insanlar tarafından bilinen sarımsağa ilişkin en eski yazılı bilgiler, Sümerli'lerin M.Ö. 2600–2100 yıllarına tarihlenen tabletlerine dayanıyor. Sümerler'le başlayan bu serüvenin yayılma yönüne göre, sarımsağın önce İndus Vadisi'ne, ardından da Çin'e ulaştığı anlaşılıyor. Sarımsağın Çin'e ulaşmasının Hint tıbbı aracılığıyla gerçekleşmiş olduğuna hiç kuşku yok… Çinlilerin kullandığı bitkilerin çoğu gibi, sarımsak da Kore yoluyla Japonya'ya girmiş. Japonlar bu bitkiyi soğuk algınlıklarının tedavisinde ve afrodizyak olarak kullanmışlar.

Sarımsak ve Antik Dönem

Bir Hint efsanesine göre, tanrılar ve cinler tarafından araştırılırken “okyanusun zenginlikleri”nde ortaya çıkan pek çok değerli bitkinin içinde, sarımsak da ilk sıralarda yer almaktaydı. Tanrılar katından bir “nektar” olan sarımsağı paylaşmak isteyen tanrılar ve şeytanlar arasında kavga çıktı. Evrenin yaratıcısı "Vişnu", kavganın bü­yümesini önlemek için nektarı onlar arasında paylaştırmaya başladı. Ne var ki, şeytanlardan biri tanrıların ara­sına sızmış; nektardan bir ağız dolusu almayı başarmıştı. Olaya tanık olan Güneş ve Ay, durumu hemen Vişnuya bildirdi. Şeytan nektarı henüz yu­tamadan Vişnu onun kafasını uçuru­verdi. Sıvı, şeytanın ağzından toprağa döküldü ve hemen yerde sarımsak bit­kisi oluştu. Ancak, nektar bir kez şey­tanın boğazına girmişti; bu yüzden, faydaları yanında ayrıca kötü afrodiz­yak özellikler de kazanmış oldu.

Sarımsak ve Antik Dönem

Akdeniz bölgesine inildiğinde, önemli yazılı kaynaklar olan Mısır papiruslarında da sarımsağın önemli bir yer tuttuğu anlaşılıyor. M.Ö. 450 yıllarında Mısır'ı gezen tarihçi Hero­dot'un bildirdiğine göre; Keops pira­midinin yapılışı sırasında çalışan işçi­lerin yediği soğan ve sarımsaklar için ödenen para "1600 gümüş talent"i bulmuş ve bu bilgi papiruslara kayde­dilmişti. Günümüz değerleriyle konu­şulduğunda, yirmi yıl boyunca 360 bin işçi adına harcanan bu para, yak­laşık 10 milyon dolar ediyordu.

Sarımsak ve Antik Dönem

Yine Mısır'da, M.Ö. 1500 yılların­da yazılmış olan Ebers papiruslarında da sarımsağın ölümcül hastalıklara (kanser) karşı etkin bir ilaç olarak kullanıldığı yazmaktaydı. M.Ö. 1352 yılında ölen ünlü firavun Tutanka­mon'un mezar odasında bile sarımsak dişleri bulunmuştu. Eski Mısırlılar, bitkilerle dini inanışlar arasında bağ­lantılar kuruyordu. Eğer hastalıkları gönderen tanrılarsa, tedavilerini de onlara bağlamak gerekiyordu. Bu ne­denle soğan ve sarımsağın onların gö­zündeki yeri çok büyüktü. Bunların tanrılara ait "kutsal bitkiler" olduğu­na inanıyorlardı...

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Yazı Nasıl Gelişti?

Yazı Nasıl Gelişti?

Nuh’ un Gemisi

Nuh’ un Gemisi

Nuh Suların Çekildiğini Nasıl Anladı?

Nuh Suların Çekildiğini Nasıl Anladı?

Nuh Tufanı Sonrası Ziyafet

Nuh Tufanı Sonrası Ziyafet

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Disiplin

probiyotik

Yazı Nasıl Gelişti?

bubble30
Nielawore

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun