İnsan anatomisine, vücudumuza dair pek çok bilgi biliyoruz. Ama bilmediğimiz çok gizemli yanları da var. Gelin bugün beraber bazı sır perdelerini aralayalım.
Öncelikle İnsan anatomisi terimsel olarak insan vücudundaki kaslar, kemikler, iç organlar ve diğer yapılar için kullanılan genel bir addır. Şimdi sır perdeleri aralansın!
Bu bilgiyi kesin daha önce okumuşsunuzdur bir yerlerde. Vücudumuzda bulunan tüm atardamarlar, damarlar ve birbirlerine bağlayan kılcal damarlar vücudumuzdaki her bir kasa, organa, deri parçalarına ve sinirlerimize ulaşırlar. Büyük küçük tüm damarlar birbirlerine eklendiğinde çıkan uzunluk 160 bin kilometreden daha fazladır. Yani Dünya’nın çevresinde tam dört tur atabilir.
Bebekler yaklaşık olarak 300 kemiğe sahip olarak doğarlar çünkü rahat bir doğum için bu kemikler küçüktür ve hareket ederler. Büyüdükçe bu kemikler kaynar ve 206 kemiğe dönüşür. Bol eklim yapısından dolayı vücudumuzdaki kemiklerin yarısından fazlası ellerimizde, el bileklerimizde, ayaklarımızda ve ayak bileklerimizde bulunur.
Bir kibrit kutusu büyüklüğündeki insan kemiği 8 tondan fazla ağırlığa bile dayanacak güçtedir. Çok enteresan değil mi bu bilgi?
Gözler doğumdan sonra 3 ay içinde kornea gelişimini tamamlar ve bir daha asla büyümezler. NE?! Evet inanılır gibi değil ama gerçek. He demek ki bebeklerin gözleri o yüzden kocaman kocaman. Aydınlanma yaşadım şu an.
Vücudumuzdaki en büyük organ derimizdir. Vücut ağırlığımızın yaklaşık %15’ini oluşturur. Tüm vücudumuzu doğru ısıda tutar, dokunmamızı ve hissetmemizi sağlar ve çok hızlı iyileşerek yenilenir.
Her saniye bir ülkenin nüfusu kadar hücre üretiyoruz. Hücreler canlı organizmalar olduğu için doğarlar, işlevlerini yerine getirir ve ölürler. Vücudumuzda bu ölen hücreler yerine yenilerini üretir. Vücudumuz saniyede yaklaşık 25 milyon yeni hücre üretiyor. Yani vücudumuz 4 saniyede bir ülkemizin nüfusundan daha fazla hücre üretiyor.
Beyin vücudumuzda %2’lik bir kütle kaplar. Vücudumuzdaki toplam oksijen ve kan kaynağının %20’sini beyin kullanır. Beyin kolay kolay ölmez. Eğer vücut oksijensiz kalırsa beyin 3-6 dakika arasında hayatta kalmaya devam eder. Ama aşırı açlık durumunda beynin ölme ihtimali vardır.
Sabah uyandığımızda gün içinde olduğumuzdan daha uzun oluruz. Büyük farklardan söz etmiyoruz, 1-2 santim gibi. Bu da saatler boyunca yatay pozisyonda uyuduğunuz için omurga kemiklerinin ve diğer kıkırdak alanların aralarının açılmasından kaynaklanır. Kalktığımızda yer çekimi etkisiyle bu boşluklar kapanır ve normal boyutumuza geri döneriz.
Şimdi okuyunca hemen aynaya gidip kontrol edeceğiniz bir bilgiyle devam ediyoruz. Asla iki burun deliğimizi birden kullanmayız. Bilinçli gerçekleştirdiğimiz bir eylem olmamasına rağmen nefes alışlarımızda esnasında her zaman iki burun deliğimizden birini tercih ederiz. Bunun sebebi nefes aldıkça o kanalın kuruması ve havayı nemlendirmez hale gelmesidir. Bir delik bu duruma gelince hemen diğer deliği kullanmaya geçiyoruz. Böylece ciğerlerimizi tahriş etmeyecek nemli havayı solumaya devam ediyoruz. Tam olarak bu sebepten burun tıkanıklığı cinnet geçirecek seviyeye gelmemize neden oluyor.
Son olarak size büyük bir şok yaratarak içeriğimizi sonlandırıyoruz, hazır mısınız? Ülkemize ‘Sil Baştan’ ismiyle çevrilen Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmindeki anıların silinmesi ve yeniden yazılması durumu gerçek.
Gözleriniz büyüdüyse devam edelim, Hiçbir makine kullanmadan beynimiz anıları yeniden yazar. Bir anıyı düşündüğümüzde beynimiz onu bir nevi yeniden yazıyor. Bu yazım sırasında beyin anıyı değiştiriyor da. Yani bir anıyı en saf haliyle değil de en iyi veya en kötü yanlarıyla hatırlıyorsanız bu tamamen beyninizle ilgili.
En çok hangisi size büyük şok yarattı?
Yorumlar
Hücre üretiminin sayısı çok fazlaymış
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız