Dünya tarihinde ilk beşik, M.S. 1. yüzyılda kullanılmaya başlarken, bu yüzyıl içinde Orta Asya'da Yedisu alanında yapılan kazıda, Hun mezarından bir beşik çıkmıştır. Bu beşik, bugün Kırgızların kullandığı beşiğin aynıdır. Türk beşikleri, biçim ve nitelik bakımlarından Türk topluluğunun aşamalarını gösterir.
Yürüklerde, çocuk sırtta taşınır, bu arada seyrek olarak da ağaçtan, deliksiz basit bir beşik kullanılır. Ege Bölgesi'nde, tabanı düz, yanları dışarıya meyilli, baş ve ayak uçlarına kasnak geçirilen ve üst kısmında, tutmak için kaş denilen bir kol bulunan beşikler vardır.
Doğu ve Orta Anadolu'da kullanılan ağaçta yapma beşiklerde, çocuk ağ gibi bir çeşit somya üzerine konan minderde yatırılır. 15. yüzyıldan sonra madeni beşikler, ağaç beşiklerin yerini aldı. Osmanlı sarayında beşiklerin üzerine konan "serasker" örtü ve yorgan, en değerli taşlarla süslenirdi. Doğan padişah çocuğuna, Hazine Kethüdası aracılığıyla Hazinehane'de gümüş kabaralı, süslü bir beşik yaptırılır ve haremin kapısına kadar götürülürdü.
Bu arada, padişah annesinin hazırlattığı bir beşikle, yorgan ve puşide denilen sırmalı beşik örtüsü, büyük bir törenle eski saraydan yeni saraya nakledilirdi. Bu törene de "beşik alayı" denirdi. Bu alaya, bütün devlet büyükleri katılırdı. Doğumun altıncı günü sadrazam tarafından altın ve mücevherlerle süslü bir beşik hazırlanır ve çocuk erkekse, buna bir de sorguç eklenerek, yine törenle Paşakapısı'ndan Topkapı Sarayı'na götürülürdü. Bundan sonra kurbanlar kesilir ve eğlenceler başlardı.
Yorumlar
Beşiklerde tarih saklı
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız