Avustralya'ya özgü bir canlı olduğu için ülkemizde göremediğimiz ama hangi belgeseli açsak karşımıza çıkan koalaları devamlı uzun kollarıyla bir ağaca sarılmış ve yemek yerken izliyoruz. Belgeselciler bilerek koalaları uyurken ve yemek yerken yakalamıyorlar, uyumak ve yemek yemek bu canlıların hayatının büyük bir bölümünü kaplıyor. Arada çiftleşmek dışında da açıkçası pek bir şey yaptıkları söylenemez.
Avrupalı işgalciler Avustralya kıtasına 1798 yılında geldikleri zaman ilk kez bir koala ile karşılaştılar. Koala, mağara resimlerinde ve aborjin mitolojisinde de kendine yer bulan bir canlıdır çünkü Avustralya kıtası dışında bu canlının örneği yoktur. 19. yüzyılda bilimsel olarak da tanımlanan koala kelimesi ‘su yok’ anlamına geliyor. Kendisi aynı zamanda Phascolarctidae familyasının yaşayan tek üyesidir.
Avrupalı işgalciler Avustralya kıtasına 1798 yılında geldikleri zaman ilk kez bir koala ile karşılaştılar. Koala, mağara resimlerinde ve aborjin mitolojisinde de kendine yer bulan bir canlıdır çünkü Avustralya kıtası dışında bu canlının örneği yoktur. 19. yüzyılda bilimsel olarak da tanımlanan koala kelimesi ‘su yok’ anlamına geliyor. Kendisi aynı zamanda Phascolarctidae familyasının yaşayan tek üyesidir.
Ne zaman görsek koalalar yemek yerler. Otobur olan bu canlıların ana besini okaliptüs yapraklarıdır ve bilinen 700 türden yalnızca 50 tanesini yerler. Bir koalanın günde en az bir kilo okaliptüs yaprağı yemesi gerekiyor çünkü bu yaprak sıvı açısında zengin olsa bile besin değeri ve kalori bakımından son derece zayıftır. Bu nedenle koalaların uyanık oldukları her an yemek yemeleri gerekir.
Bir koala günde en az 18, en fazla da 22 saat uyumaktadır. Günde ortalama 20 saat uyumalarının nedeni ise yine zevk değil. Koalanın ana besini olan okaliptüs yaprakları hem zor sindirilir hem de neredeyse hiç enerji vermez. Bu nedenle koala sedanter olarak tanımlanan neredeyse hiçbir fiziksel aktivitenin olmadığı bir yaşam sürer. Yahu gitsin adam gibi bir şey yesin diyebilirsiniz ama ne yapalım işte evrim.
Çiftleşme çağına gelmiş olan erkek koalalar yine önce hareket etmeden böğürtü benzeri bir ses çıkararak diğer dişilerle haberleşir ve çiftleşmeye hazır olduğunu göstermek için bir koku salgılar. Uygun eşi bulunca da çiftleşirler. Koala keseli bir canlı olduğu için yavrular doğunca sürünerek keseye girer. Tüysüz ve kör bir şekilde doğan yavru koala, bir yılın sonunda sütten kesilir ve anneden ayrılır.
Evet biraz komik gelebilir ama bu sevimli canlıların erkek olanları bölgelerini koruma konusunda son derece ciddidir. Çiftleşme için çıkardığı koku ile aynı zamanda bölgesini işaretler. Çiftleşme için çıkardığı sese benzer kükremeler ve homurtular bazen kilometrelerce öteden duyulacak kadar güçlü olabilir. Duyanların söylediğine göre Avustralya ormanlarında bir koalanın sesinden daha korkunç olan az şey vardır. Ne yapsın o da bir şekilde kendini korumaya çalışıyor.
Erkek koalaların benimsedikleri bu alanlara önem vermek gerekir çünkü son derece korumacıdırlar. Bunun en büyük nedeni çiftleşme dışında genel olarak yalnız takılan canlılar olmalarıdır. Bazı baskın ve iri koalalar dışında hiçbir koala kolay kolay başka bir koalanın bölgesine girmez.
Bir koalanın yaşamından kısa bir kesit izlediyseniz pençeleri bir an olsun ağacı bırakmadan diğer dallara uzanıp yaprak kopardığını görmüşsünüzdür. Bunun en büyük nedeni kavisli omurgasında bulunan güçlü kıkırdaklardır. Kemik yerine gelişen bu kıkırdaklar sayesinde koala son derece esnektir. Aynı kıkırdağın destekleyici gücü sayesinde bir koala ağacın tepesinden inmeden ömrünü geçirebilir ve dilediği yere yuva yapar.
Vahşi doğadaki koalaların ortalama ömrü 10 ile 12 yıl arasında değişir. Dişiler, erkeklere göre daha uzun yaşarlar ve bazılarının 18 yıl bile yaşadığı görülmüştür. Çünkü dingo, piton ve birkaç yırtıcı kuş dışında doğal avcıları yoktur. Bazı keneler dışında dış parazitle uğraşmazlar ve iç parazitleri de genel olarak zararsızdır. Kavga ya da tecrübesizlik nedeniyle ağaçtan düştükleri zaman esnek oldukları için kalkıp yeniden ağaca tırmanırlar ama özellikle kavga sırasında düşerek öldükleri durumlar vardır ki erkekler de bu yüzden daha az yaşar.
Kürkleri nedeniyle koalalar, özellikle 20. yüzyılda, sistematik olarak avlandılar. Yetmezmiş gibi bölgede sürekli ağaçlar kesiliyor ve koalalar yuva yapacak ağaç bulamıyor. Ekosistemin bozulması nedeniyle okaliptüs yapraklarının da sayısı azalınca koalalar Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından IUCN Kırmızı Listesi'nde hassas türler arasında yer almaya başladılar.
Kaynak: 1
Yorumlar
Hem sevimliler hem de ilginçler
Son gif ben...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız