Televizyon uzaktan kumandalarının insanlarda tembelliğe ve hareketsizliğe yol açtığı iddiası pek haklı sayılamaz çünkü günümüzde uydu yayınları sayesinde binin üzerinde kanal seyredilebilen televizyonları, uzaktan kumanda olmadan kullanmak neredeyse imkânsız. Zaten uzaktan kumandalar sadece televizyonlarda değil müzik setleri, video göstericileri, kablolu ve uydu TV alıcıları, klimalar, ısıtıcılar, giriş kapılan gibi bir evde bulunabilecek tüm elektronik kontrollü aletlerde kullanılabiliyor.
Uzaktan kumanda cihazları başlangıçta askeri amaçlarla, Birinci Dünya Savaşı’nda düşman gemilerine çarparak patlayan botları, İkinci Dünya Savaşı’nda da çeşitli bomba ve silahlan yönlendirmede kullanıldı. Savaş sona erince ABD’li araştırmacılar çalışmalarını uzaktan kumandanın askeri amaçlar dışındaki kullanımları üzerine yoğunlaştırdılar. 1940’ların sonunda uzaktan kumandalı otomatik garaj kapıları icat edildi. 1950 yılının sonuna doğru da ilk TV uzaktan kumandalar kullanılmaya başlandı.
“Lazy bones” (tembel adam) adı verilen ilk televizyon kumandası Zenith firması tarafından geliştirildi. Bu uzaktan kumanda kabloluydu yani izleyicinin elindeki cihaz televizyona bir kabloyla bağlıydı. İzleyici düğmeye bastığında televizyon kutusu içindeki bir motor harekete geçiyor ve kanal ayarını sağlıyordu. İzleyiciler bakımından bu kablolu kumanda hiç yoktan iyiydi ama ortalık yerde duran kabloya takılan ev halkından gelen şikâyetler de giderek arttı.
Eugene Polley, 1955 yılında ilk kablosuz uzaktan kumandayı geliştirdi. Televizyon kutusunun dört köşesine yerleştirilmiş dört fotoselle çalışan bu ilk örnek çok basit bir cihazdı ancak koruma devreleri yoktu. Güneş ışığı üstüne düştüğünde fotosellerin kafaları karışıyor, sistem kontrolsüz bir şekilde çalışmaya başlıyordu.
Araştırmacılar bu arada radyo dalgalarıyla çalışan uzaktan kumandalar da geliştirdiler ama radyo dalgaları (duvarlardan geçebildiğinden) yan komşunun cihazım da etkilediği için kısa sürede bu sistemi televizyonlarda kullanmaktan vazgeçtiler. Bahçe ve garaj kapılarında ise bugün bile radyo dalgalarıyla çalışan uzaktan kumandalar kullanılıyor.
Mühendisler uzaktan kumandada ses dalgalarından faydalanmayı da düşündüler ama hem kullanılacak ses olarak herkesin hoşlanabileceği bir frekansı bulmanın zorluğu, hem de televizyonun kendi yayınından gelebilecek benzer bir sesin sistemi etkilemesinin önüne geçilememesi gibi nedenlerle bu teknolojiyle çalışan uzaktan kumandaların üretimine hiç geçmediler. Ancak Dr. Robert Adler’in 1956 yılında geliştirdiği “ultrasonik” denilen insan kulağının duyamadığı yüksek frekanslı sesleri kullanan uzaktan kumandalar ise televizyon cihazının fiyatını yüzde 30 arttırmasına rağmen 1980’lerin başına kadar başarıyla kullanıldılar.
1980’lerin başından itibaren televizyon uzaktan kumandalarında “infrared” (enfraruj) denilen ışık tayfında kırmızının ötesinde kalan, insan gözünün göremediği ışınlar kullanılmaya başlandı. Bu teknolojide kumandanın ucundaki minik ampulde, pilden gelen akımın sayesinde, sık aralıklarla yanıp sönen enfraruj bir ışın oluşturulur. Televizyon cihazına gönderilen bu ışın sayesinde sinyallerin ortamdaki diğer ışıklarla karışması ve etkilenmesi de önlenmiş olur.
Uzaktan kumanda cihazının üzerindeki düğmelerden biri üzerine basıldığında cihazın içindeki elektronik baskı devresinin ilgili bir devresine temas ederek kısa devre meydana getirir. Bu kısa devre neticesinde, o devre yani basılan düğme ile ilgili komut (kanal, menü, ses, ışık, güç, v.b.) kodunu kapsayan bir sinyal oluşur. Bu sinyal minik ampuldeki enfraruj ışını ile televizyon cihazı üzerindeki alıcıya gönderilir. Alıcı gelen sinyali koduna göre elektrik akımına çevirir ve
mikroişlemci yoluyla ilgili kısmı uyararak gelen emrin yerine getirilmesini sağlar.
Kumandadan televizyona gönderilen enfraruj ışını ile birden çok mesajın gönderilebilmesi, mesajın içerdiği koda göre ışının dalga boylarında ve frekanslarında veya her ikisinde birden ayarlamalar yapmakla mümkün olur; yani çok basite indirgersek gemilerdeki ışıldakla haberleşmeye benzer bir yol.
Enfrarujlu uzaktan kumandalar bazı eksiklerine rağmen hala başarıyla kullanılıyor. Bazılarının üzerinde neredeyse 50 düğme bulunuyor. Şimdilik her elektronik cihaz için ayrı bir uzaktan kumanda üretiliyor ama yakın bir gelecekte evdeki her şeyi tek bir kumanda cihazı ile yönetmek mümkün olabilecek bence.
Yorumlar
Bazı Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların düşünce gücüyle televizyon kanallarını değiştirebildiklerini okumuştum. Zaman içinde hepimiz bunu başarabiliriz belki :)
Dünyanın en pratik icadı olabilir
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız