"Unidentified Flying Object" (Tanımlanamayan Uçan Nesneler) öykülerinin ortaya çıktığı ilk zamanlarda insanlar, sadece "UFO'ları görmekle" yetiniyorlardı. Kaçırılma olaylarına ait hikayelerin anlatılmasına çok daha sonra başlandı.

UFO akımının başlangıç tarihi, Washington State'teki Cascade Dağları üzerinde uçan Kenneth Arnold'ın havada 9 tane ışıklı cisim gördüğü 1947 yılında başladı. Basın, bu uçan cisimlerin adını "uçan daire" koydu ve Amerikan Hava Kuvvetleri olayı ciddi bir boyutta incelemeye başladı.

Yapılan resmî açıklama, "sıcaklıktan dolayı seraplar görülebileceği" yolundaydı; ama bu, halkın fikrini pek değiştirmedi. 20. yüzyılın miti çoktan doğmuştu bile. Bu tip konulara olan ilginin artmasının en büyük nedeni, II. Dünya Savaşı'ndan sonra başlatılan uzay araştırmalarıydı.

Tüm gözler, bize yakın olan Mars ve Venüs üzerine dikilmişti. Bu araştırmalarla ilgili gelişmeler, halkı da çok yakından ilgilendirmeye başladı. Savaştan yeni çıkmış ve fantastik bilgilere susamış insanlar için biçilmiş kaftan olan bu yeni UFO akımı, bir anda tüm insanlığın ilgisinin odak noktası oluverdi.