İspanyol "San Pedro" gemisi 1542 yılı başlarında, Rio Napo'nun son kıvrımına vardığında, "deniz kadar güçlü" bir akıntıyla karşılaşmıştı. Gemilerini, balta girmemiş ormanların ortasında, ölmüş atlarının nal çivilerinden yararlanarak yapmış 57 denizci, bu nehre komutanlarının adı olan "Orellana" ismini verdiler. Bu adın nasıl olup da "Rio Amazonas"a (Amazon Nehri) dönüştüğünün öyküsünü de. Dominiken mezhebini yaymak için Latin Amerika'ya giden Gaspar de Carjaval yazdı. Latin Amerika'ya giden İspanyol istilacıları (Conquistadores), burada! "güzel Amazonlar'ın ülkesiyle" karşılaştıklarını kaydedince, rahip Carjaval da günlüğüne şu notu düşmüş:
"Bu kadınlar çok beyaz ve çok uzun boylu... Uzun saçlarını da örüyor ve başlarının etrafında taç gibi taşıyorlar. Son derece güçlüler ve edep yerleri hariç çıplak geziyorlar. Ellerindeki ok ve yayla on erkeğin gücüne eşit biçimde savaşıyorlar. Aralarından biri bizim gemimize bir ok saplayınca, hepsi birden ok atmaya başladılar. Öyle ki, gemimiz hemen kirpiye döndü..."
Bu oklardan biri genel vali ve "yerlilerin koruyucusu" olarak 80 yaşına kadar yaşayacak olan Gaspar de Carjaval'ın bir gözünü de kör etmişti. Carjaval, anlattıklarının kendinden sonra şüpheyle karşılaşacağını düşünüyor olmalıydı ki, 1584'te Lima'da ölmeden önce, "hurafelerin değil de gerçeklerin yazılması gerektiğini" söylemiş, "yaşadığımız ve gördüklerimizin tam tersini anlatmayı deneyecek kişilere mani olmak için vakanüvislerin görevini üstlendiğini" belirtmişti. Ama, kendisi de sadece duyduklarına dayanarak şunları yazmayı ihmal etmedi:
"Kaptan, bu kadınların çocuk doğurup doğurmadıklarını sorduğunda, yerliler doğurduklarını söylediler. Bunun üzerine kaptan, bu kadınların evli olmadıklarını, ortada da erkek görülmediğini söyledi ve kadınların ne yaptıklarını sordu. Bu yerli kadınlar, şehvete kapılınca erkek ısmarlarlarmış ve hamile kalana kadar onları esir olarak tutarlarmış. Hamile kaldıklarını anlayınca erkekleri yurtlarına geri gönderirlermiş. Doğurdukları çocuk oğlansa, onu ya öldürürler, ya da babasının yanına gönderirler; doğan çocuk kızsa, onu büyük bir sevgiyle büyütürler ve savaşçı yaparlarmış. Bu yerli kadınlarının yöneticisinin adı da Conori'ymiş..."
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız