Amazonlar ve kadın müfrezelerinin, çok daha sonraları, 19. yüzyılda da bazı Afrika hükümdarlarına hizmet ettikleri biliniyor. En çok ve en açık tasvir edilmiş olanlar, Dahomey (bugünkü Benin) kralının dişi birlikleri. Bunlar, yaklaşık 5000 kadından oluşuyordu ve 1835'ten itibaren kendi şehirlerinde yaşamışlardı. Fransız güçleri 1890'da bu efsanevi krallığa saldırdıklarında, onların şiddetli tepkisiyle karşılaştılar. Ölümü hiçe sayarak savaşan bu kadın müfrezeleri, "çoğunlukla güzel, güçlü ve sağlıklı" Amazonlar'dı. Maşalı tüfek, kılıç ve gürzle silahlanmış olan bu kadınlar, aynı zamanda top, ok ve mızrak da kullanıyorlardı.
Askerlik sırasında derli toplu yaşamak zorunda olan bu kadınların 18. yüzyıldaki kıyafetleri, dizlerine kadar inen ipek bir peştemaldan ibaretti. Sonraları da bu giyiniş değişti; Afrika araştırmacısı Duncan, 1848'de şöyle yazmıştı:
"Dayanıklı yerli abasından, mavi ve beyaz çizgili bir iç elbisesi giyiyorlar. Kollarını rahat hareket ettirebilmeleri için kolsuz dikilmiş. İç elbiseleri, dağlı İskoçlarınki kadar uzun ve bunun altındaki kısa pantolonlar da dizin iki parmak altına kadar iniyor. Fişek çantası, tüm kıyafeti dar ve sıkı bir şekilde saran bir kemer vazifesi görüyor. Bunun içinde 20 kadar fişek bulunmakta. Genel olarak, bu dişi savaşçılar bir hayli gösterişli bir savaş gücü oluşturuyorlar."
Tarihçiler, Afrika'da da kadın krallar, kadın kıtaları ve komutanlarını, anaerkillikten geçiş şekilleri olarak görüyor ve meydana çıkan ataerkillikte kadınlara birdenbire daha aşağı roller verilmediğine dikkat çekiyorlar.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız