Erkeklerin hepsini bir gemi elde etmek için öldürdüler ama bir gemi nasıl yönetilir bilmiyorlardı. Dümen nasıl tutulur, yelken nasıl kullanılır, kürek nasıl çekilir haberleri yoktu. Erkekleri öldürdükten sonra rüzgarın ve dalganın önüne katılmışlar. "Dik Bayır" denilen Palus Maiotis'e varmışlar. Buraları özgür Skythler (İskitler) toprakları içinde kalır. Amazonlar burada karaya çıkarlar ve ülkenin insanların yaşadıkları bölgesine giderler; otlayan atlara rastlayınca bunları alıp üstlerine atlarlar ve Skyth topraklarını yağmaya başlarlar..
İskitler, başlarına gelene bir anlam veremiyorlardı; bunların ne dillerini anlıyor, ne giyinişlerini tanıyor, ne de kim olduklarını biliyorlardı. Nereden çıktı bunlar diye şaşırıp kalmışlardı, bunları genç ve zorlu erkekler sanıyorlardı. Sonunda savaştılar; çarpışmadan sonra ölüleri gören Skythler, bunların kadın olduklarını anladılar; aralarında danıştılar ve ne olursa olsun bunları bir daha öldürmemeye karar verdiler. Bakacaklar, görünüşe göre bunlar kaç kişidir, kendi aralarında ve en gençlerinden o kadar delikanlı ayıracak ve karşılarına onları çıkaracaklardı. Bunlar, kamplarını gidip kadınların kamplarının yanına kuracaklar ve kadınların davranışlarına göre davranacaklardı. Eğer kadınlar üstlerine yürürlerse savaşa girmeyecekler ve arayı biraz açmakla yetineceklerdi. Sonra, onlar durunca bunlar da duracak ve kamplarına döneceklerdi. İskitler böyle düşünmüşlerdi, çünkü bu kadınlardan çocukları olsun istiyorlardı.
Delikanlılar, aldıkları emri yerine getirdiler. Amazonlar, bunların kendilerine ziyanı dokunmayacağını anlayınca onlara aldırmaz oldular, Delikanlılar, her gün çıkıp öbür kampa yaklaşıyorlardı. Onların da Amazonlar gibi at ve silahtan başka bir şeyleri yoktu; onlar da av ve yağma ile yaşıyorlardı. Öğle vakti olunca Amazonlar şöyle yapmayı adet edinmişlerdi: Birer ikişer dağılıyorlar ve tabii ihtiyaçlarını gidermek için birbirlerinden ayrılıyorlardı. Bunu gören İskitliler de öyle yapmaya başladılar. Ve içlerinden birisi, bu tek başına kalmış kızlardan birini yere yatırmak istedi. Amazon olmaz demedi ve delikanlının kendi gövdesine yaptıklarına karşı öfkelenmedi. Ona bir şey söyleyemezdi, çünkü ikisi de birbirinin dilinden anlamıyordu. Ama, işaretle ona anlattı ki, yarın gene gelsin, bir arkadaşını da getirsin, kendisi de bir başka kız daha getirecekti.
Delikanlı döndü, olanı biteni öbürlerine anlattı. Ertesi gün yanına bir arkadaşını alıp gitti; Amazon, yanında bir başka Amazon'la bekliyordu. Drumu gören öbür oğlanlar da geri kalan Amazonlar'ı insanlaştırmaya koyuldular. Ondan sonra kamplarını birleştirip beraber yaşadılar. Herkesin karısı, ilk olarak buluşmuş olduğu kızdı. Erkekler, kadınların dilini sökememişler, ama kadınlar erkeklerin sözlerini anlamayı başarmışlardı. Birbirleriyle anlaşabildikleri zaman, delikanlılar Amazonlar'a şöyle dediler: "Bizim ana babalarımız, malımız mülkümüz var. Artık böyle yaşamayı bırakalım; bizimkilerle birleşelim, onlar gibi yaşayalım. Bizim karılarımız olacaksınız, üstünüze başka kadın getirmeyeceğiz..." Cevap verdiler: "Biz, sizin evinizdeki kadınlarla bir arada oturamayız; törelerimiz birbirine benzemez. Biz ok atar, mızrak fırlatır, ata bineriz; ama kadın işlerini bilmeyiz. Sizin kadınlarınız arabaların içine kapanıp otururlar, ne ava giderler, ne de başka bir yere. Biz onlarla anlaşamayız. Ama, bizi karı olarak istiyorsanız, gidip paylarınızı alıp gelin..."
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız