Zeka testlerinin babası Fransız psikolog Alfred Binefydi. O, ilk zeka testini 1905'te uygulamıştı. Baştaki amacı, bir sürü küçük ödev vererek hangi öğrenme özürlü çocukların özel okula gönderileceğini saptamaktı. Binet'ye göre zeka, birçok yeteneğin "potpuri"siydi ve bu fenomeni ne bir sayıya indirgemeyi, ne de teori haline getirmeyi düşünmüştü. Alfred Binet bugün bütün bu çalışmaları nedeniyle "deneysel psikoloj"nin de öncülerinden biri olarak kabul ediliyor. Ergenlik çağındaki gençlerde beyinsel faaliyetlerin incelenmesine ilişkin çalışmaları konusunda bir numara olarak bugün de kabul görüyor. Her ne kadar zamanında bazı psikologlar tarafından eleştirildiyse de, IQ testlerinin atası sayılıyor.
Alfred Binet'nin İngiliz çağdaşı Charles Spearman ise çok daha radikaldi; 1904'te yazdığı bir yazıda "genel zekayı objektif olarak saptadığını ve ölçtüğünü" bildirdi. Aslında Spearman'ın yaptığı, iki farklı sınıftan çocukların notlarını ve bazı diğer verileri değerlendirmekten ibaretti. Çalışması yöntem hataları ve yanlış varsayımlarla doluydu. "Zihinsel enerji"nin belirlediği bir "g" faktöründen söz ediyordu ve ona göre bu enerji, kimi insanlarda daha fazla, kimilerinde ise daha azdı.
Görünüşe göre, Spearman'ın "genel zeka" kuramı psikologlara Binet'nin pragmatizminden daha çekici geldi. "G" faktörü, kısa zamanda, kişisel test değerlerinin ortalama değerlerle kıyaslanması demek olan "Intelligence Quotient"a (Zeka Katsayısı) dönüştü. Böylece zihin araştırmacıları, zihinsel gücün, vücut boyutları gibi kişiden kişiye değiştiğini ve kişiye özel olduğunu otomatik şekilde kabul etmiş oldular. Zihinsel gücün toplum içerisindeki dağılımının "Gauss Eğrisi" gibi bir olasılık eğrisi çizdiğini ve bu eğrinin en yüksek noktasının da "100 IQ"luk bir değere denk düştüğünü kabul ettiler. Olasılık eğrisinin belirttiğine göre; insanların üçte ikilik çoğunluğunun IQ'su 85-115 ortalamasına düşüyor, yüzde 2,1 gibi bir azınlığın IQ değeri de 130'u aşıyordu.
Yorumlar
İnsanlık için çok önemli bir çalışma
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız