Mart 14, 2025

Türk Notasıyla Kıraat-ı Musiki

Romen kadın, 40-45 yaşla­rındaydı... Yüz dolar bile tutmayan araştırma bur­sunu, binbir güçlükle ala­bilmişti hükümetinden... Trenle İs­tanbul'a gelmiş, Sirkeci'deki ucuz otellerden birine inmiş ve hemen o gün, Bayazıt taraflarındaki bir kütüp­haneye gitmişti. Belki son 20 yıl boyunca hemen her gün aklına takılan el yazması, birkaç dakika sonra elindeydi... Her­birinin altında garip sayıların olduğu, kargacık- burgacık harflerle dolu 200 küsur yıllık bir elyazmasıydı bu. Mikrofilmini almak istedi yazma­nın... Masraf olarak ödemesi gereken para, hükümetinin verdiği bursun birkaç katıydı...

Türk Notasıyla Kıraat-ı Musiki

Kitaplıktan çıktı, oralardaki tercü­me bürolarından birine gitti... Dört-beş dili gayet iyi konuşup yazıyor­du... Birkaç ay çalıştı o büroda... İngilizce'den Fransızca'ya, Fransız­ca'dan Romence'ye ve daha başka dillere tercümeler yaptı... Yemeyip içmeyip biriktirdi kazandığı parayı... Sonra, İstanbul'daki ilk gününde ko­şarak gittiği kitaplığın kapısını tekrar çaldı, "mikrofilm başvuru formunu" doldurdu, masrafını da ödedi. İstediği mikrofilm, birkaç gün sonra elindeydi... İki yıl sonra da, Bükreş'te, üzerinde "Romen Bilimler Akademisi Yayını" yazan bir kitap haline gelmişti ve şimdi, alanında tek kaynak.

Türk Notasıyla Kıraat-ı Musiki

1970'te tanık olundu bu mikrofilm macerasına... Kadının ismi Eugenia Popescu-Judetz'di, kitabının adı "Di­mitrie Cantemir"... 1673-1723 ara­sında yaşamış bir Romen prensiydi Dimitrie Cantemir... Adı, bizde, "Kantemiroğlu" diye geçerdi... Za­manının en bilginlerinden biriydi... Tarihten coğrafyaya, dinden musiki­ye kadar her alanda ciltler dolusu ki­tap yazmıştı ve bu kitapların en önemlisi, mikrofilmini tercüme büro­larından kazandığı parayla alabilen Romen kadının yayınladığıydı: "Ki­tabu'l-İlmu'l-Musiki alâ vechi'l- Hu­rufat"; yani "Musiki Biliminin Harf­lerle Anlatıldığı Kitap"...

Türk Notasıyla Kıraat-ı Musiki

Kantemiroğlu, yaşadığı dönemin İstanbul'unda çalınan saz eserlerin­den 300 küsurunu kendi icat ettiği bir notayla yazıp, sonraki yüzyıllara bırakmıştı... Kitabın önemi de bura­daydı zaten: Dünyada tek nüsha ol­ması ve zamanının musikisini günü­müze getirmesi. Müzisyenler tarih boyunca yazılı kaynak yerine hafızalarını tercih et­miş, eserleri ezberden çalmışlardır... Ama nota, gene de her zaman mev­cut olmuştur...

Yorumlar

  • Kendimize has notalar

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Gemi Kürekçiliğinde Kölelik Anlayışı
İskitler ve Politikaları

İskitler ve Politikaları

Rüzgar Ülkesi İskitler

Rüzgar Ülkesi İskitler

Ön Asya ve İskitler

Ön Asya ve İskitler

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Kaotik Süreç

probiyotik
bubble30
Nielawore

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun