Aralık 24, 2024

DUYGUSAL BELLEK ve BİLGİ TEKRARI

Sözünü ettiğimiz bu değişim iki yolla gerçekleşiyor: Ya sinir hücrelerinin yapısı, özellikle de birbirleriyle iletişim içinde oldukları sinaps bölgeleri değişime uğruyor ya da bu iletişim bölgelerinin sayıları gitgide artıyor. İki sinir hücresi arasındaki sinaptik bağlantılar öğrenilen bilginin sürekli tekrarlanmasıyla kuvvetlendirilebileceği gibi, bilgi tekrarlanmadığında bağlar zayıflayıp o bilginin unutulmasına neden olabiliyor. Bu nedenle mutlu anları fotoğraflarla “ölümsüzleştirip” sonra da sıkça fotoğraf albümlerimizi karıştırmak güzel anılarımızı taze tutmamıza yardımcı oluyor.

DUYGUSAL BELLEK ve BİLGİ TEKRARI

İlk defa öğrendiğimiz bir bilgiyi, kısa süreli bellek adı verilen ve o anda üzerine kafa yorduğumuz, hakkında düşünceler ürettiğimiz, zihnimizi meşgul eden bilgileri depoladığımız belleğe alıyoruz. Bilim insanları bu belleğin kısa süreli elektriksel uyarımlar ya da “geçici” kimyasal değişimler sayesinde çalıştığını düşünüyor.

DUYGUSAL BELLEK ve BİLGİ TEKRARI

Bir süre sonra kısa süreli bellekteki bilgi daha kalıcı olan uzun süreli belleğe yazılıyor. Bu süreç genlerin kontrolü altında gerçekleşiyor. Ne var ki, her hücrede genetik bilgiyi taşıyan yalnızca tek bir çekirdek olmasına rağmen, bir hücre, birden fazla hücreyle birden fazla sinaptik bağ kurarak iletişim haline geçebiliyor. Bu durumda, nasıl yalnızca bazı sinaptik bağlantıların seçici olarak kurulup kuvvetlendirildiği sorusunu sormak gerekiyor. Bilim insanları bunun sinaptik bağlantı noktalarındaki yerel mesajcı RNA’ların translasyonu yoluyla gerçekleştiğini düşünüyor. Bildiğimiz gibi mesajcı RNA’lar, herhangi bir proteinin dizilim kodunu hücrenin protein sentez fabrikaları diyebileceğimiz ribozomlara taşımaktan sorumlu. Bu dizilim kodu daha sonra translasyon adı verilen bir işleyişle ribozomlarda proteine dönüştürülüyor.

DUYGUSAL BELLEK ve BİLGİ TEKRARI

Uzun süreli bellek oluşumu sırasında da yeni bilgi, üretilen bu proteinlerin, yapıları değiştirilmek üzere “etiketlendirilmiş” sinapslarda değişime yol açmasıyla kodlanıyor. Sonra, zihinde parlayan, acıklı ve karamsar bir yüz hatırlanıyor… Belli ki uzun süreli belleğe iyi kazınmış bir ifade... Bir oyuncu duygusal belleğinden çağırdığı anılarının yardımıyla o yüzü aklına getirip hüngür hüngür ağlamaya başlayabiliyor. Aslında sahnede canlandırdığı “karakter” ağlıyor.

Yorumlar

  • Bellek oluşumu çok komplike bir olaymış

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Beyin ve Dalga Boyları

Beyin ve Dalga Boyları

AZTEK BAŞKENTİ

AZTEK BAŞKENTİ

LAGÜN KENT TENOCHTİTLAN

LAGÜN KENT TENOCHTİTLAN

AZTEKLER

AZTEKLER

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Zorba

probiyotik

Beyin ve Dalga Boyları

bubble30
Nielawore

SEPARATE BUT ONE PLANET: NGC 2371/2

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun