17. yüzyılda Sir Isaac Newton ve Felemenkli astronom Christiaan Huygens ışığın doğasını incelediler ve farklı sonuçlara ulaştılar. İkisinin de karşılaştığı sorun şuydu: Işığın doğası ile alakalı herhangi bir teori kırılımı, kırınımı, yansımayı ve renklerin ortaya çıkışını açıklamıyordu. Kırılımın özünde; ışığın bir maddeden diğerine geçişinde bükülmesinin ve aynı zamanda merceklerin gelen ışığı odaklayabilmesinin nedenidir. Newton’un yaptığı deneylerden önceki kanıysa; ışık rengini etkileştiği maddeden alır şeklindeydi. Newton’un deneyinde ise; ışık bir prizmadan geçerken gökkuşağı renklerini açığa çıkartır ve bu renklenmeyi prizma bir şekilde gerçekleştirir şeklinde bir sonuç elde edildi. Newton, gördüğümüz ‘’beyaz’’ ışığın aslında farklı renkleri olan ışıkların bir karışımı olduğunu ve bir prizma tarafından beyaz ışığın içindeki farklı renkli ışıkların, farklı kırılım derecelerinden dolayı gruplara bölündüğünü hepimize göstermiş oldu.
Newton kendi zamanındaki birçok doğa filozofu gibi ışığın parçacık ya da ‘’tanecik’’ akımından oluştuğunu savundu. Bu düşünce ışığın düz çizgi halinde yol alışını ve yansıtıcı yüzeylerden ‘’sekişini’’ açıklıyordu. Kırılım da ise farklı malzemeler arasında olan sınırlardaki kuvvetler ile açıklanmaktaydı.
Ne yazık ki Newton’ın teorisi, ışığın birden fazla yüzeye çarptığında nasıl olup da bir kısmının yansıdığını ve bir kısmının kırıldığını açıklamaya yetmiyordu. 1678’de Huygens uzayın ağırlığı olmayan parçacıklar ile dolu olduğunu ve ışın bu parçacıklara çarparak dalgalar halinde yayılmasının bozulduğunu öne sürdü. Farklı birçok malzemenin (örneğin; eter, su ya da cam) ışık dalgalarının farklı hızlarda yol almasına neden olduğunu ve bu sayede kırılımın gerçekleştiğini gözlemledi. Huygens’in bu teorisi ışığın aynı yüzeyde hem nasıl yansıdığını hem kırınımını hem de nasıl kırılıma uğradığını açıklayabiliyordu. Huygens’in bu düşünceleri döneminde etkili olmadı. Bu durum için kısmende olsa o dönemde Newton'ın bilim insanı olarak çok heybetli bir şahsiyet olması da gösterilebilir.
Bu olaydan bir yüzyıl sonra, 1800’lerin başında Thomas Young ışığın bir dalga gibi davrandığını gösterdi ve Huygens’in ‘’küresel dalgaları’’ ile modern ışık modelleri arasında çok büyük farklar olmasına rağmen, 20. yüzyılda yapılan deneyler sonucunda ışığın hem dalga hem tanecik veya parçacık olarak davrandığını gözler önüne serdi. Modern ışık görüşümüze göre, ışık dalgaları su dalgalarına benzer şekilde davranan enine dalgalardır. Işığın parçacıklı davrandığı halinde ise; dalganın yönüne dik açıyla titreşirken, yayılmak için maddeye ihtiyaç duymaz.
Işık dalga mıdır tanecik midir? Işığın tanecikli hali nasıldır? Isaac Newton'ın ışık deneyi nedir? Prizma ışığı kırar mı? Beyaz rengi tek renk midir? Beyaz rengi nasıl oluşur? Işığın yayınımı nasıldır? Işığın kırınımı nasıl açıklanır? Işığın doğası nedir? Modern ışık teorisi nedir? Christiaan Huygens'in ışık hakkındaki teorisi nedir? Thomas Young'ın teorisi nedir? Thomas Young deneyi nasıldır? Işık hangi dalgaya benzer? Kırınım nasıl açıklanır?
Yorumlar
Işığın doğası bilim için belki de en büyük gizem
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız