Hep kendisinin varlığını merkez ve esas alarak Dünya ve evren olaylarını çözümleme alışkanlığı kazanmış olan insanoğlu, gel-git olayının açıklama ve yorumlanmasında da aynı hataya düşer. Copernicus'un tartışılmaz gözlemine karşın, biz hâlâ "Güneş doğdu, güneş battı" deriz. Ptolemeaus'un zamanındaki gibi, yıldızlar doğudan batıya hareket ediyormuş gibi konuşuruz. Her iki durumda da bu gökyüzünün altında kayan ve dönenin gerçekte Dünya'nın kendisi olduğunu bilmemize karşın... Çünkü beynimiz, evrenin gerçek doğal yapısını öğrenmek için değil, evrenin sunduğu koşullarda ayakta kalabilmemizi sağlayabilmek için, doğal gelişim süreci içinde evrimsel olarak gelişmiştir. Bu nedenle, gerçeği tam objektif olarak algılayamaması, ya da yanlış yorumlaması doğasından gelir. Çünkü, doğal güçlerin tümünü, gerçek yapısıyla değil, ancak kendisi ayakta kalacak şekilde yorumlamak zorundadır.
Ay’ın frenlemesi günümüzde, 24 saatlik bir günün 0.00164 saniye uzamasına neden olmaktadır. Dünyanın, uzayda sürtünme olmaksızın kendi etrafında dönerken, bu yolla bir hız yitirmesi sözkonusu değildir. Fakat Ay tarafından sabit tutularak 24 saat yeryüzünün okyanus yataklarında sürüklenen su kütlesi, doğal olarak belirli bir sürtünmeyi de ortaya çıkarır. Bu da, Dünya'nın dönüşünde hız kaybetmesine neden olur.
Dünya, bu evreden sonra, Ay'ın frenlemesi ile, sürekli bir "hız azalması" sürecine girmiştir. Çünkü, artık Dünya'nın kendi etrafında dönmesini arttıracak herhangi bir etkileşim, ya da güç kalmamıştır. Büyük bir şans eseri olarak da, Dünya'daki su miktarının toplam kütleye oranı çok küçük (1/4.000.000) ve Ay'ın çekimi de çok zayıftır; bu nedenle frenleme çok yavaş gerçekleşir. Örnek vermek gerekirse; okyanusların kalınlığı, Dünya'nın çapına oranlandığında, bir bilardo topuna hohladığımız zaman oluşan buharlanmanın kalınlığından fazla değildir (1/6000 milimetre).
Gel-git'ten etkilenen kısım ise, okyanusların üstteki ince bir katmanıdır. Dolayısıyla frenleme çok zayıftır, ama sürekli izlenebilir. Bu frenleme, günümüzde, 24 saatlik bir günün 0.00164 saniye uzamasına neden olmaktadır. Ama, bir yüzyıllık süre içinde, bu küçük miktarlar üst üste eklenerek hissedilir bir orana, jeolojik devirler içersinde de önemli miktarlara ulaşmıştır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız