Savaş yaralanmalarında ölüm nedenleri genellikle erken dönemde kanama, geç dönemde ise bakterilere bağlı enfeksiyondur. İyonyalı ozan Homeros (MÖ 8. yüzyıl), İlyada destanında her 4 yaralı askerden 3’ünün öldüğünü belirtir. Bu oran 2000 yıl sonraki Orta ve Yeniçağ savaşlarında da değişmemiş, ölüm oranları İlkçağ savaşlarından kanama ve enfeksiyona karşı modern tıbbi uygulamaların başladığı 20. yüzyıl savaşlarına kadar, belirgin olarak azaltılamamıştır.
1300’lü yıllarda silahlarda barut kullanılmaya başlanmasıyla birlikte oluşan yara enfeksiyonlarının barut zehrine bağlı olduğu düşünülmüş ve yara iyileşmesinde kaynar yağ, kızgın demir kullanılmıştır. Modern cerrahinin babası olarak kabul edilen Fransız Doktor Ambroise Pare (1510-1590) ise yara tedavisinde yumurta sarısı, gül yağı ve terebentin (çam ağacı reçinesi) pansumanıyla iyi neticeler elde ederek 200 senelik süreçte etkili olmuştur.
İngiliz doktor Joseph Lister’in (1827-1912) 1867’de ortaya attığı antiseptik (mikrop karşıtı maddeler) kavramı büyük bir devrim niteliğindedir. Rus-Osmanlı Savaşı’nda Rus ordu cerrahı Carl Reyher (1846-1890) antiseptiklerle birlikte geniş yara temizliği, yani debridman kavramını ortaya atmıştır. İspanyol-Amerikan Savaşı’nda (1898-1899) cerrahi maske ve steril (mikroplardan arındırılmış) eldiven kullanılmamasına karşın steril aletler ve antiseptik solüsyonlarla enfeksiyona bağlı ölümler azalmıştır.
I. Dünya Savaşı’nda ise yüksek hızlı mermiler, makineli silahlar, patlayıcıların neden olduğu kirli yaralanmalar nedeniyle ölüm oranları yeniden % 35’lere yükselmiştir. Penisilin, 1929’da Fleming tarafından keşfedilmesine karşın, aktif madde izolasyonu ve seri üretim sorunları nedeni ile yoğunluklu olarak ancak 1944 Normandiya Çıkarması’nda kullanılmıştır.
Amputasyonlar (bir uzvun ameliyatla vücuttan kesilerek alınması)
Amputasyonlar ölümcül döngüyü durduran en önemli girişim olarak Eski Mısır’dan beri bilinmektedir. Hipokrat da gangrenöz uzuvlarda amputasyon önermiştir. Pare, amputasyonlarda damar bağlama yöntemlerini kullanmış, Jean Petit (1674-1750) ise turnike ile amputasyon girişimi esnasında kanamayı azaltarak büyük teknik kolaylık sağlamıştır. Larrey, Borodino Savaşı’nda bir günde 200 amputasyon yapmıştır. I. ve II. Dünya savaşlarında kullanılan tahrip gücü yüksek silahlar nedeniyle amputasyonlar tekrar artmıştır. II. Dünya Savaşı’nda 18.000 Amerikan askerine amputasyon uygulanması, özel rehabilitasyon merkezlerinin kurulmasına neden olmuştur.
I. Dünya Savaşı’nda el cerrahisi-mikrocerrahi özgün bir bilim dalı olmuştur
II. Dünya Savaşı’nda 592.000 yaralı Amerikan askerinden 89.000’inde el yaralanması tespit edilmiş ve savaş sonrası Dr. Sterling Bunnell’in (1882-1957) çabalarıyla el cerrahisi-mikrocerrahi özgün bir bilim dalı olmuştur. II. Dünya Savaşı’nda uzuv amputasyonu tüm yaralıların % 48,9’unu oluştururken, Kore Savaşı’nda bu oran % 13’lere düşmüştür. Mikrocerrahi yöntemiII ile damar tamir yöntemlerinin en yoğun olarak kullanıldığı Vietnam Savaşı’ndaysa patlama sonucu oluşan yaralanmaların çokluğuna karşın amputasyon oranı % 12,7’lere düşmüştür. Savaş cerrahisinde önlenebilir ölümlerin yarıdan fazlasında neden, kanamadır. I.Dünya Savaşı’nın en büyük tıbbi kazançlarından biri de, şok kavramının anlaşılması olmuştur.
Yorumlar
Gerçek bu ne yazık ki
devamına hemen tıkladım
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız