Hollanda tarihi boyunca hep denizle savaşan bir ülke olmuştur. Nüfusunun %60’ının deniz seviyesinin altında yaşadığı düşünülürse, sel kontrolünün önemi daha da fazla ortaya çıkıyor. 1950 ile 1997 yılları arasında Hollandalılar, barajlar, oluklar, kilitler, setler ve dalgakıranlardan meydana gelen komplike bir ağ olan Deltaworks’ü inşa ettiler. Deltaworks’ün en etkileyici projelerinden biri ise Eastern Scheldt Dalga Bariyerleri oldu. Geleneksel bir baraj yerine burada hareketli kapıları bulunan bariyerler inşa ettiler.1986’da Eastern Scheldt Dalga Bariyerleri tamamlandıktan sonra gelgit seviyesi de 3,4 metreden 3,25 metreye indirildi.

Deltaworks’ün bir diğer önemli projesi ise Nieuwe Waterweg su yolu üzerinde, Hoek van Holland ve Maassluis köyleri arasına yapılan Maeslant Dalga Bariyeridir. 1997’de tamamlanan Maeslant Dalga Bariyeri, dünya üzerindeki en büyük hareketli yapılardan biridir. Sular yükseldiğinde bilgisayarla işletilen duvarlar kapatılarak su bariyerler üzerindeki tanklara dolduruluyor. Böylelikle suyun ağırlığı da duvarları aşağıya doğru çekerek suların geçişi tamamen engellenmiş oluyor.

1960’ta tamamlanan Hagestein Weir, Ren Nehri üzerindeki 3 su bendi ya da barajından biridir. Hagestein Weir’in suyu kontrol etmek ve Lek Nehri’nden enerji üretmek için kullandığı iki dev kemerli kapısı bulunuyor. 54 metre yüksekliğindeki bu menteşeli kapılar karaya bağlanıyorlar. Normalde açık duran kapılar kanalı kapatmak için dönüyorlar. Hagestein Weir gibi baraj ve su bariyerleri tüm dünyada su kontrolü üzerine çalışan mühendisler için birer model olmuşlardır.