Paleontologların, tüy renklerini açıklamaya çalışması pek sık karşılaştıkları bir durum değil. Çünkü kolay kolay yumuşak doku fosili bulunmuyor. Otago Üniversitesi paleontologlarından Ewan Fordyce, “Bu fosil bugüne kadar bulunmuş olan en eski tüy fosili. Muhteşem ve de oldukça şaşırtıcı bir biçimde korunarak bugüne kadar gelebilmiş.” diyor.
Bialystok Üniversitesi’nden biyolog Piotr Jadwiszczak şöyle açıklıyor: “Çünkü genellikle fosiller birbirinden ayrı kemik parçaları olarak bulunur ve yan yana duran iki ayrı kemik parçasının aynı organizmaya ait olup olmadığını bulmak bile farklı bir uğraştır.” Araştırma ekibi, bulunan bu kuşun 55-60 kg ağırlığında ve yüzerken 1,5 metre uzunluğunda olduğunu tahmin ediyor. Bu da bugünkü ortalama penguen ölçülerinin yaklaşık iki katı demek. Bu özelliği onu bugüne kadar bulunmuş olan en büyük penguen fosili yapıyor.
Fosil, aynı zamanda havada uçmaktan, suda yüzmeye geçiş yapan penguenlerin evrimsel süreçte tüylerini güçlendirmek için melanozom yapılarını değiştirme yoluna gittiklerini de gösteriyor. Çünkü su, havadan 800 kat daha yoğun ve uçuş tüylerinden daha güçlü tüyler gerekiyor. Kuzey Karolina Üniversitesi’nden biyolog Marcel van Tuinen’in görüşü ise fosilde bulunan tüy renklerinin bugünkü penguenlerin en yakın akrabaları olan albatros ve fırtına kuşlarındaki oldukça yaygın renklerden olduğu. Bu da penguenlerin evrimsel süreçlerini anlamamıza önemli bir katkı sağlıyor. Bulunan türe Inkayacu paracasensis adı verildi. Anlamı ise Paracas imparatoru. (Paracas: fosilin bulunduğu bölgenin adı.) Bulgular Science dergisinin internet sayfasında yayınlandı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız