Günümüzde yıldırımın etkilerinden korunabilmek, eskiden olduğundan daha büyük önem taşıyor. Elektronik teknolojisinin kullanımında ki artış, yıldırımın yol açabileceği tehlikeleri de arttırıyor kuşkusuz... Örneğin; her donanımı elektronik sistemlere bağlı olan bir hastaneye yıldırım düşmesi, umulanın çok üstünde kayıplara neden olabiliyor.
1800'lü yıllarda yıldırım çarpması sonucunda ölenlerin sayısı günümüzden çok daha fazlaydı. Ölü sayısının bugün az olması, tabii ki fırtınaların azalması değil; çünkü böyle bir azalma söz konusu olmadı... Değişen tek şey, artık insanların daha çok kapalı mekanlarda yaşıyor olmaları... İnsanların iş ortamları kapalı alanlara taşındıkça, yıldırım çarpma olasılığı da giderek ortadan kalkıyor...
Çok yıkıcı fırtınalar sahne olan bu ülkedeki bilimadamları, uydular ve yer istasyonları aracılığıyla güçlü fırtınalarla sonuçlanabilecek hava şablonlarını sürekli olarak izliyorlar. Fırtına belirdiğinde, risk altodaki bölgede bulunan gözlemci ekiplerden, sürekli olarak fırtınanın yeri ve nereye gittiği hakkında bilgi vermeleri isteniyor. Gerek Avrupa, gerekse ABD'de yüksek yapılarda muhakkak paratoner kullanılıyor. Geniş çatılı uzunlamasına binalar da "hava sınır ağ örgüsü"yle korunuyor. Çatı, metal iletken ağlarla kaplanıyor; bunlar da duvarların içindeki metallerle toprağa bağlanıyor.
İçinde patlayıcı bulunan binalar ve yüksek risk altındaki yapılar ise, uzun iletken direklerin yanı sıra, üstlerinden sarkıtılan iletkenlerle donatılıyor. Bu gibi binaların içinde bulunan hassas cihazlar, bilgisayarları besleyen güç ve bilgi hatları, telefon ve bilgisayar terminalleri ve daha birçok elektronik sistem, voltaj ayarlayıcı regülatörlerle destekleniyor. Böylece, yıldırım düşmesinde elektrik akımında meydana gelebilecek voltaj sıçramalarının bu cihazlara zarar vermesi önleniyor.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız