Evet biz bugün bilimin geldiği seviye sayesinde Güneş ve Ay tutulmalarını biliyoruz bizim için olağan ve normal bir durum. Ama eski zamanlarda öyle değildi. Bu durumu Louisiana Eyalet Üniversitesi’nde Güneş ve Ay tutulmalarının tarihini inceleyen gökbilimci Bradley Schaefer şöyle açıklıyor:
"“Bir çiftçi olduğunuzu hayal edin; oradasınız ve aniden gökyüzü kararıyor. Bu ancak tanrılardan gelen bir mesaj olabilir.” Bradley Schaefer, atalarımız için tutulmanın neredeyse kesinlikle bir alamet olarak görüldüğünü söylüyor. “Güneş ve Ay genellikle panteondaki baş tanrılardı ve gözlerinizin önünde Güneş’in ölmesi iyi bir şey değildi.”
Antik Çin'de Güneş tutulması, güneşin bir ejderha tarafından yutulduğu şeklinde yorumlanıyordu. İnsanlar, ejderhayı korkutmak ve gün ışığını geri getirmek için davul çalarak ve yüksek sesler çıkararak bu olaya tepki veriyorlardı.
Güney Amerika'da ise İnkalar, Güneş tutulmalarını güneş tanrısının hoşnutsuzluğunun bir işareti olarak görüyorlardı. Liderler, tanrıların öfkesini yatıştırmak için uygun bir kurban bulmaya ve onları memnun etmeye çalışıyorlardı. Bu kültürel inançlar, tutulmaların insanların hayatlarını nasıl etkilediğini ve doğa olaylarının nasıl yorumlandığını gösteriyor.
Ancak, yazının icadından önce hangi spesifik Güneş tutulmalarının gözlemlendiği belirsizdir. Örneğin, kuzeybatı Avrupa'da, antik taş oymalarında sıklıkla Güneş'i ve muhtemelen bir Güneş tutulmasını temsil ettiği şeklinde yorumlanan sarmal desenler görülür. Benzer şekilde, Amerika Birleşik Devletleri'nin güneybatısındaki birçok kaya oymasında Güneş'e benzer semboller bulunmaktadır.
Bu tür oymaların en ilginçlerinden biri, New Mexico'daki Chaco Kanyonu'nda görülebilir. Araştırmacılar, dairesel tasvirin MS 1.097 yılında kanyondan görülebilecek bir Güneş tutulması tasviri olduğunu öne sürüyorlar. Bilim insanları, 1257 ve 1259'da bölgede iki tam Güneş tutulması daha yaşandığını belirtiyorlar. Bölgede yaşayan Anasazi halkı, 1264 yazında ve sonbaharında çıplak gözle görülebilecek kadar parlak bir kuyruklu yıldızın yanı sıra, sadece iki yıl arayla her iki olaya da tanık olmuş olabilirler.
Bu olaylar, bölgede yaşayan Anasazi halkının yerleşim yerlerini terk etmesiyle büyük bir göçün başlangıcına denk geliyor gibi görünmektedir. Tutulmalar konusunda uzmanlaşmış gökbilimci Tyler Nordgren, bu olayların eski Amerikalıları psikolojik düzeyde etkilemiş olabileceğini belirtiyor. Ancak, bilim insanları Chaco Kanyonu'ndaki tasvirlerin bir tutulmadan ilham aldığından emin değillerdir; çünkü belirsiz taş oymalarını yorumlarken dikkatli olunması gerektiğini belirtiyorlar.
Suriye'nin liman kenti Ugarit'te kaydedilen bir kil tablet, MÖ 5 Mart 1223'teki güneş tutulmasına gönderme içerdiği düşünülerek, insanların belirli bir Güneş tutulmasını izlediğine dair en eski kayıtlardan biri olabilir. Bilim insanları, Çin'den gelen tutulma kayıtlarının da neredeyse bu kadar eskiye dayanabileceğini belirtiyorlar.
Güneş tutulmalarının mekaniği anlaşılmadan önce, eski dünyadaki insanlar, Güneş tutulması sırasında Güneş'in kaybolmasına şaşkınlıkla tepki veriyorlardı. Yunanistan'ın Paros adasında MÖ yedinci yüzyılda meydana gelen bir güneş tutulması, şair Archilochus'un şu sözleri söylemesine neden oldu: "Artık dünyada hiçbir şey beni şaşırtamaz. Çünkü Olimposlunun babası Zeus, Güneş’ten gelen ışığı perdeleyerek gün ortasını kara geceye çevirmiştir ve artık karanlık insanlığın üzerine çökmektedir. Her şey olabilir."
Birkaç yüzyıl sonra, tutulmalara ilişkin modern anlayışa benzer bir anlayış benimsenmeye başladı. Yunan filozof Anaksagoras, hem Güneş hem de Ay tutulmalarının gölgeler içerdiğini biliyor gibi görünüyordu. Schaefer'a göre, Anaksagoras, önceki batıl inançlı açıklamaları basit bir fizik açıklamasıyla değiştirmişti.
Miletli Thales olarak bilinen Yunan gökbilimcisi, MÖ 585'teki bir Güneş tutulmasını tahmin ettiği söyleniyor. Bu tutulma, birbiriyle savaşan iki grup olan Lidyalılar ve Medler arasındaki çatışmaya son vermişti. Ancak, Thales'in gerçekten tutulmayı öngörüp öngörmediği konusunda kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Thales'in tahmininin doğruluğu hakkındaki hikaye, tarihçi Herodotus'tan gelmektedir, ancak bu hikayenin doğruluğu net değildir.
Günümüzde, tutulmaların fiziksel mekanizmasını anlıyoruz ve hatta onları tahmin edebiliyoruz. Ancak, bu nadir gök olaylarına hala özel anlamlar atfedebileceğimizi söyleyenler de vardır.
Kaynak: arkeofili.com
Yorumlar
Yazı için teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız