Gökkuşağı oluşumu tamamen meteorolojik bir oluşumdur ve eskilerde inanıldığı gibi mitolojik efsanelere bağlı değildir. Gökkuşağı oluşumu günümüzde artık bir sır olmaktan çıkmıştır ve atalarımızdan gelen birçok efsanevi bulguları içermediği de bilinmektedir. Ne tanrılara ait bir köprü ne de altından geçenlerin cinsiyetini değiştireceğine inanılan bri halkadır.
Gökkuşağının oluşumuna baktığımızda; güneş ışnlarının yağmur damlaları ve sis bulutları tarafından kırılması, yansıtılması ve dağıtılması sonucu meydana geldiğini görmekteyiz. Büyük damlalardan oluşan kuşaklar daha belirgin ve net gökkuşakları oluşturmaktadır. Küçük yağmur damlalarının ise belirginliği daha az ve geniş bir gökkuşağı oluşturduğu görülmektedir. Yağmur damlaları ışığı renklerine ayıran bir prizma görevi görmektedir.
Işık tayfı renkleri bir yay şeklinde görülmektedir. Güneşiğin yaydığı ışığı beyaz ışık olarak tanımlamaktayız ve sarı gibi görünmesine rağmen aslında içinde büyük renkleri barındırmaktadır. Bir bant şeklinde görülen gökkuşağının görülebilmesi için de belli bir açıyla dizilmesi ve bakılması gerekmektedir.
Gökkuşağında mevcut yedi renk bulunmaktadır. Bunlar; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mordur. Morun çemberin içinde, kırmızının ise en dışında olduğu görülmektedir. Bilinen bir diğer gerçek ise bakan herkesin aynı gökkuşağını görememesidir.
Yağmur damlalarının sürekli yer değiştirmesi gökkuşağı görünüşünde de değişiklikler oluşturacaktır. Gökkuşağına doğru gidilse dahi aradaki mesafe hep aynı kalmaktadır. Bazen yarım bir çember, bir yay veya koni şeklinde görülebileceği gibi, ışık bandı şeklinde de görülebilmektedir. Yarım daire şeklinde olan yağmur damlaları gözümüzde odaklaşmaktadır.
Güneşin bulunduğu konuma ve açısına göre gökkuşağı dairesinin konumu da değişmektedir. Güneş yükseldikçe gökkuşağı aşağı inmektedir. Sabah ve akşam vakitlerinde yağmur ardından gökkuşağını görmek çok daha mümkün olmaktadır. Damlacık içerisine giren ışınları damlacık içerisinde kalabileceği gibi damlacık dışına da çıkabilmektedir. Işığın tam yansıması ve tamamen içeride kalması durumu görülmektedir. Güneş ışınları sıfır ile doksan derece arasındaki bir açıyla düşer.
Gökkuşağı çeşitlerine gelince:
- Birinci gökkuşağı: en çok bilinen ve rastlanılan gökkuşağı çeşididir. İlkel gökkuşağı da denilen bu gökkuşağında kırmızı renk dış tarafta, mor renk iç taraftadır. Renklerin dizilişine baktığımızda sırasının dıştan içe doğru kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, turkuaz, mavi ve mor olduğu görülür.
- İkinci gökkuşağı: Bu gökkuşağına baktığınızda ise kırmızının en içte , morun ise en dışta olduğunu görmekteyiz. Işığı zayıf olan bu gökkuşağında renk sırası ise mor, mavi, turkuaz, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızıdır.
- Küçük kuşaklar: Bu kuşaklar sadece dar kırmızı veya kırmızı-yeşil renk bantlarında oluşur. Birinci kuşakların iç tarafında, ikinci kuşakların ise dış tarafında bulunurlar.
Gökkuşağının mitolojik hikayesi için tıklayın. Bu da Türk mitolojisi.
Yorumlar
Mitolojik hikayesini okumayı da unutmayın!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız