Doğu Karadeniz Bölgesinde 7-19 Aralık tarihleri arasında kış mevsiminin en soğuk günlerinde ortaya çıktığına ve köy evlerini dolaştığına inanılan Karakoncolos, ayıya benzer tüylü iri bir yaratıktır. Trabzon folklorunda Karakoncolosun Yunanca çoğul formu Karakoncilo adıyla seyirlik oyun olarak oynanmamaktadır. Karakoncolos veya Anadolu’da kullanılan Congolos, Kancalar, Koncolos gibi tüm isimlerin ilk örneği Yunanca Kalikantzaros olsa da Kara-ön takısının Türkçe olduğu yaratığa yakıştırılan bazı özelliklerin Türk ve Anadolu kültüründen ödünçlendiği sanılmaktadır.
Kırşehir’de mart ortasında köy gençlerinden birisinin ayı postu giyip, üzerine çanlar taktıktan sonra ev ev gezdirilerek tef eşliğinde türküler söylenerek oynatılması çeşitli taklit ve seyirlik oyunlar oynanması âdeti ‘Ayı Gezmesi’ adıyla bilinmekte olup benzer niteliktedir. Ev sahibi oyunculara para, yağ, pekmez ve üzüm vererek ödüllendirilmekteydi. Evlerden toplanan yiyecekler gençler tarafından hep birlikte yenilir.
Artvin’de kışın en soğuk günleri erbain adıyla anılmakta olup, o günlerde ayıların kış uykusundan uyanıp ayaklarını dere sularında inip yıkadıklarına inanılmakta bu yüzden ayılar dere sularını kirletmeden önce su kaplarının doldurup stok yapmak gerektiğine inanılmaktaydı.
Bulgaristan’da karakoncoloslar Kukeri adıyla bilinmekte olup, 25 Aralık-6 Ocak arasındaki günlere ‘Mrasni dni’ (Kirli günler) adı verilir ve bu günlerde kötü ruhların evlere musallat olacağına inanıldığından nişan, düğün törenleri yapılmaz ve kapılara ve çocukların elbiselerine sarımsaklar takılarak kötü ruhlardan korunmaya çalışılır.
Yunan folklorunda vücudu kıllarla kaplı, at bacaklı, yaban domuzu dişli, bazı hayvan uzuvlarına sahip bir yaratık formunda tasvir edilen Kalikancaros adlı yeraltı cinlerinin gündüzlerin en kısa olduğu, güneşin ekvatordan en uzak olduğu zaman olan 25 Aralık ile 6 Ocak arasında yeryüzüne çıktığına inanılmaktaydı.
Kalikancaroslar yılın geri kalan zamanında Dünya ağacının yeraltındaki köklerini keserek ağacın dünyanın üzerine devrilmesi için çalışmaktaysa da ağacın kendini iyileştirme gücünden dolayı onu yıkmayı bir türlü başaramamaktaydı. Kalikancarosların yeryüzüne çıktığı dönemlerde halk kendini korumak için kapı eşiğine bir kevgir koymaktadır. Kalikancaros bu kötülük yapmak için geldiği evde kevgiri görünce kevgirin deliklerini saymaya başlarlar. Bir inanışa göre 2 den fazla sayamazlar, çünkü kutsal rakam olan 3’ü telaffuz ettiklerinde kendilerini öldürürler. Bir başka inanışa göre Saturnalia (Antik Roma’da 17-23 Aralık tarihleri arasında tarım tanrısı Satürn adına düzenlenen festival) zamanında doğan çocukların büyüyünce Kalikancaros olabileceğine inanılmaktaydı. Bunu önlemek için çocuğun etrafı sarımsak veya samanla çevrilir ya da başparmak tırnağı hafifçe yakılırdı. Artvin’de koncoloz ve Meşe adamı adıyla bilinen yaratığın yeni doğan çocukların ciğerini yediğine inanılmaktaydı.
Kaynak: Özhan Öztürk- Dünya Mitolojisi
Meraklısı için;
Yorumlar
Canavarın da karadenizlisi
İlk kez duydum
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız