Ahlak, bugün günümüzde bile pek çok insanın ulaşamadığı veya tanımlamakta zorlandığı veya tüm insanlık açısından tanımlanması en problemli kavramlardan bir tanesidir. Bugün ahlaklı olmak dediğimiz zaman hala insanlar bu kavramı kendilerine göre yorumlayıp, ahlakı sadece kendilerine ve kendi bünyelerine alıp onu evrensel hale getirmekten çok uzakta yaşamaktadırlar. Peki, ahlak niçin bir türlü temellendirilemiyor veyahut da temellendirilmesi için bugüne kadar neler yapıldı ve yapılmaya devam edilecek? Ahlakın temellendirilmesine baktığımız zaman binlerden de önce felsefecilerin ahlakı temellendirmeye çalıştıklarını görebiliriz.
Antik dönemdeki felsefecilerin ardından bu misyonu ahlakı temellendirme görevini dinler, inanç sistemleri üstlenmiştir. Ancak bugün de onların bu konuda çok başarılı olamadığını görebiliriz etrafımıza baktığımız zaman. Dünya çapında ahlakın hala temellendirilememiş ve bir türlü evrenselleştirilememiş olduğunu görebiliriz. Çünkü insan doğası değişmiyor. İnsan doğası önce kendine ve kendinden olana, kendine yakın olana çalışmaya yönelik olduğu için ahlak da evrenselleşemiyor. Sadece bireyin kendisine veya kendi cümlesine karşı uygulanan bir yazısız kurallar dizisi olarak kalıyor. Ama ahlak evrenselleşemiyor.
Ve evrenselleşemeyen ahlak o gruptan olmayan kişiye karşı insanda her şeyi yapma hakkını kendisinde görmesine sebep oluyor ve insan bunu yapıyor da. İnsan birbirlerini, insanlar birbirlerini öldürüyor, birbirlerinin arkasından işler çeviriyorlar, birbirlerine karşı ahlaksızlık yapıyorlar. Veyahut da kendi haz ve eğlenceleri uğruna ahlakı sadece kendilerine yönelik bir kavram olarak görüyorlar ve dışarıya bunu böyle yansıtmıyorlar. Sonuç olarak ahlakın temellendirilme çabaları bizzat insan doğasının kendisi yüzünden başarılamıyor diyebiliriz.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız