Bazı şeyleri anormal derecede fazla istediğimiz anlar olur. Bu o kadar tuhaf bir andır ki, biz istesek de istemesek de bütün odağımız, her şeyimiz, bütün duygularımız bazı anlarda istediğimiz şeye doğru kitlenir. Biz o şeyi ulaşsak da ulaşmasak da o anda kafamızın içinde o anı yaşarız. Bir türlü o anı aklımızdan çıkaramayız. Bu belki de bir insan hayal gücünün en fazla çalıştığı anlardan bir tanesidir. Bu durumla ilgili en acıklı olan yanlardan birisi bizim bu isteği kontrol edemiyor oluşumuzdur.

Şöyle düşünün, istediğiniz şeye, bu tarz bir istekle yaklaşabildiğinizi, bu kadar odaklanabildiğinizi, bu kadar kitlenebildiğinizi bir düşünsenize. Belki de hayatta istediğiniz her şeyi başarabilir, her şeye ulaşabilirdiniz. Ama olmuyor. Bizim isteğimiz dışında gelişen isteklerimiz ve arzularımız var. Bunu kontrol edemiyoruz. Bunu kontrol edebilseydik eğer, başarmak istediğimiz veya ulaşmak istediğimiz şey neyse, ona kendimizi kitler ve onun için savaşıp ona ulaşabilirdik.

Ama insanlar genellikle çok istedikleri anları kontrolünün ellerinde bulunduramazlar. Bu da bize gösteriyor ki aslında insanları istek ve arzuları yönetiyor. İnsanlar kendi istek ve arzularını yönetemiyorlar. Bütün bu akıl, bütün bu beden, bütün bu güç, belki de pek çok insan için, hatta belki de insanların neredeyse tamamı için, bir takım arzu ve isteklerin elinde, başka bir şeyde değil. Bu da bu durumun acıklığı olan diğer bir yüzü.