Bir insanla konuştuğunuz anları hayal edin. Ve bu konuşmanın tartışmaya, tartışmadan da kavgaya dönüştüğü anları, zamanları bir düşünün. Kimin haklı veya kimin haksız olduğu aslında kabak gibi ortadadır. Kimin doğruyu söylediği, kimin yanlışı söylediği gün gibi ortadadır. Ama haksız olan insan ne haksızlığını anlamak ister ne de tarafsızlığını ya da yanlışını görmek ister. Tartışma çıkar ya da kavga çıkar. Peki neden insan yanlışını veya hatasını görmek istemez?
Veya yanlış yapıyor olmak o kadar önemli midir o anda bir insan için? İşte bazı insanlar için yanlış yapıyor olmak o kadar da önemli değildir. Bazı insanlar hatalarıyla yüzleşmek istemez. Yanlışlarını görmek istemez. Bazı insanlar içinse durum biraz daha farklıdır. Bazı insanlar açısından, olay daha çok kavga etmektir. Tartışma yaratmak, kavga etmek ve ortaya çıkan tartışmada kazanan taraf olmaktan ziyade, bağırıp çağırıp sinir atmaktır mesele. Evet, olay budur.
Olay, gözünde sadece kavga etmektir bazı insanlar için. Kimin haklı veya kimin haksız olduğunun hiçbir önemi olmaz. Kimin doğru veya kimin yanlış olduğunun bir önemi yoktur bazı insanlar için. Sadece o an tartışıp, kavga edip, bağırıp çağırıp, sinirini, stresini atıp sonra da hiçbir şey olmamış gibi devam etmek ister. Burada size bağırmasa bile bu bireyi kendi kendine de bağırıyor olabilir veya kendi kendine de sinirleniyor olabilir. Yani olay bazen sadece kavga etmek, tartışmak, enerji boşaltmak ve sonra devam etmektir. Bazı insanlar için durum böyledir.
Yorumlar
Çekilmez türde bir insan
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız