Bir insanın karakteri, neler yapacağı, nasıl birisi olduğu, karakter gelişimi ve bunun gibi şeyler günümüzde son derece fazla olan ve fazlasıyla konuşulan konulardır. Ancak işin en tuhaf yanı toplumların da tıpkı insanlar gibi bir karaktere sahip olmasıdır. Evet, bir toplum tıpkı bir insan gibidir aslında. Karakter. Karakteri vardır. Kendi nasıl davranışları, özellikleri vardır. Belli olaylara nasıl tepki vereceğine dair kendi içinde kodları vardır. Peki bir toplumun karakteri nedir? Bir toplumun karakterini nasıl anlayabiliriz? İşte burada karşımıza çıkan şey, ortak düşüncelerin elde edilmesi sürecidir. Bir toplumun karakterini anlamak için yapabileceğimiz en iyi şeylerden birisi o toplumun yönetimine bakmaktır.

Çünkü bir toplum genellikle çoğunluğun zihniyetiyle yönetilir. Tabi bunun istisnaları vardır. Bazen zaman geçtikçe çoğunlukla gelen yönetimler azınlığın işlediği bir konuma da düşebilirler. Ama yönetime bakmak önemlidir. Bir toplumu yönetenler aslında o toplumun birer yansımasıdır. Toplumun genelinin birer yansımasıdır. Peki yönetime baktıktan sonra neye bakabiliriz? O toplumun köklerine ve tarihine bakabiliriz. O toplumun tarihte yaptıkları toplumun bizzat karakterini yansıtacaktır.

Çünkü tarih sürecinde yaşanılan olaylar ve toplumun gelişmesi o toplumun karakterini inşa etmiştir. Tıpkı bir insanın çocukluktan yetişkinliğe doğru geçerken karakterinin inşa olması gibi. Tabi toplumlarda bu süreç aslında genel olarak bitmeyen bir şeydir. Yani bir toplum yetişkinliğe ulaştı diyemeyiz insanlar gibi. Ama tarihi önemlidir toplumlar için. Karakterlerini anlamak için. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki bir toplumun da tıpkı bir birey gibi kendinde az bir karakteri vardır.