Eminim pek çok insan sıkış tıkış bir otobüse bindiğinde ya da sıkış tıkış bir arabaya bindiğinde kendisini oldukça rahatsız hissetmiştir. Bunu genelde sosyal mesafeyle açıklar pek çok insan. Diğer insanların kendi alanına girmesini istemezler. Ancak bunun bambaşka bir sebebi daha vardır. Çünkü mesele sadece çevremizde yakınımıza çok fazla insan olması değildir aslında. Mesele sıkışık dar bir alanda olmamızdır. Şöyle düşünün, çevrenizde hiçbir insan olmasın ama sizin boyutlarınıza göre sıkışık, dar bir alanda çalıştığınızı alçak tavanlı bir yerde durduğunuzu sıkışık bir yerde yatıp kalktığınızı hayal edin.

Bu da sizi rahatsız etmez miydi ya da germez miydi? E tabii ki de gererdi. O yüzden, en azından benim fikrime göre esas mesele sosyal mesafe konusu değil sıkışık, dar bir alanda bulunmamızdır. Bir düşünsenize, evinizdesiniz ama dışarı çıkamıyorsunuz. Bu böyle birkaç gün boyunca devam ediyor. O zaman da daralmaya başlamaz mıydınız? E tabii ki de başlardınız, canınız sıkılırdı. Bir türlü evinizden çıkamıyorsunuz.

Size yiyecek ve içecek sağlanıyor ama siz o evden bir türlü çıkamıyorsunuz. Ve sonunda geldiğiniz noktada iyice gerilmiş olurdunuz. Mesela sosyal mesafeden ziyade galiba insanın kendisini özgür hissetmesi ya da hissetmemesiyle ilgili olabilir. Dar alanlar veya sıkışık bir ortam veya daraltılmış bir yaşam alanı insana özgürlük hissini elinden alır. Ve bu da onu rahatsız eder.