İnsanların duygusal yapısı homojen olması gereken bir karışıma benzer. İçinde her bir duygudan dengeli ölçüde olmalıdır. Olmalıdır ki, hiçbirinin ne eksikliğini hissetsin ne de fazlalığından dolayı sorunlarla karşılaşsın hayatında. Lakin, böylesine bir dengeyi hayatta yakalamak neredeyse imkansızdır. Özellikle duygusal yapıda olan insanlar için böylesine bir dengeyi yakalamak imkansıza yakın olduğu gibi, aynı zamanda asla böyle bir dengenin yakalanamamasının da yarattığı problemler her zaman bu tarz insanların hayatında olacaktır.

Hayatın ilerleyen akışında, gerek yaşımızın gerekse yaşam koşullarımızın yaşadığı değişimler, insanlarda türlü türlü duygusal boşluklar yaratabilir. İnsanlar gençliğinde daha çok eğlenirken ve ilgi görürken bu tarz duyguların boşluğunu hissetmezler. Lakin yaş ilerledikçe bu tarz duyguların boşluğu daha da çok ortaya çıkar. Çünkü ilerleyen yaşlardaki insanların sosyal çevresi küçülebilir ve onlara gösterilen ilgi azalabilir. Bu sadece bir sürü örnekten bir tanesi. Veyahut da bir insanın yaşı ilerledikçe ailesiyle arası bozulabilir.

Ve bu da ailenin olmayışından dolayı bir duygusal boşluk yaratabilir. Bunun gibi daha pek çok örnek verilebilir. İradeli insanlar veyahut da duygusal yapıda olmayan insanlar, bu tarz boşlukların üstesinden bir şekilde gelebilirler. Lakin duygusal yapıda olan veya iradesi düşük olan insanlar, bu tarz duygusal boşlukların yarattığı sıkıntıların üstesinden kolaylıkla gelemezler ve duygusal boşluklar bir şekilde, devamlı olarak kullanılabilecek halde olur. Başka insanlar tarafından istismar edilebilir. Duygusal boşluklar kontrol edilemediği veyahut da üstesinden gelinemediği takdirde insanlar için çok büyük sıkıntılar yaratabilir.