Bir insanın sevmediği veya genel olarak tüm insanların sevmediği bir şeye baktığınız zaman en yaygın görebileceğimiz kriterlerden birisi aslında o şeyin elde edilemeyen bir konumda olması veya kimsenin elde edemediği bir şeyi elde etmiş olmasıdır. Yani ortada bir kıskançlık söz konusudur. Evet, başkaları için sevinebileceğimizi, yani bizim elde edemediğimiz bir şeyi elde ettikleri için sevinebileceğimizi ona karşı büyük bir seviyesizlik ve kin duyabiliriz ve kıskançlık duyabiliriz. Veyahut da hiç elde edemediğimiz, ulaşamadığımız bir şey veya bir kişi veya bir yer o kişiden de zamanla nefret etmeye başlayabiliriz. Aslında toplumlar içinde nefret edilen şeylere baktığımızda bunların pek çok canlı örneğini görebiliriz.

Pek çok toplumda zenginliğin veya zengin insanların pek hoş karşılanmadığını toplumun taban yüzeyinde görmemiz mümkün. Veyahut da ünlü olmuş insanların toplumda pek sevilmediği noktalar olabilir. Ya da entelektüel bilgi ve yüksek kişilerin toplumda pek çok sevilmediği durumlar olabilir. Peki bu üç kesim arasındaki ortak nokta nedir? Bu üç kesim arasındaki ortak nokta, toplumun genelin ulaşamadığı bir duruma ulaşmış olmalarıdır. Zengin insan, maddi açıdan çok fazla şeye sahiptir.

Herkes buna ulaşamaz. Ünlü bir insan, çok fazla insan tarafından tanınma, beğenilme, ilgi görme gibi kimsenin ulaşamayacağı bir noktaya ulaşmıştır bu alanlarda. Veya entelektüel kişi, bilgi birikimi ve mesleki ustalık açısından belki de kimsenin ulaşamayacağı bir noktaya ulaşmıştır. Ve bu üç kesimden de insanların sevilmediği durumların görülmesi mümkün olabilir. İşte bu durum, ulaşamayan, ulaşılamayanın sevilmemesi durumu olabilir.