İnsanlar doğdukları günden itibaren yaşamlarına devam ettikçe bir sürü sorular sormaya başlarlar kendilerine. Bu soruların pek çoğunun cevabı aslında belirsizdir. Örneğin, insan neden var olduğunu bilmez. Ya da çevresindeki hayatın bir garanti altında olup olmadığını bilmez. Güvende olup olmadığını bilmez. Hiçbir şeyin garantisi olmadığı için insan bir garanti arar. İnsan güvende olduğunu düşünür çünkü yaşadığı şehirde veya ülkede bir ordunun, bir polisin olduğunu bilir, bir düzenin olduğunu bilir. İnsan ailesi tarafından veya çevresindeki insanlar tarafından sevildiğini bilmek ister. Çünkü açıkta veya ortada yalnız bir şekilde kalmak istemez. İnsan bundan korkar.
Ancak mesele sevilmek veyahut da daha doğaüstü olaylar gibi, yaratılış gibi kanıtlanamayacak konulara geldiğinde, yani neden güvende olduğunuz sorusunu etrafındaki polise ve orduya bağlayan insan neden yaratıldı veyahut da çevresindeki insanların kendisini sevip sevmediği konusundaki detayları kanıtlayamaz. Bu sebepten dolayı inanma yoluna gider. İnanmak insanın en büyük kaçış yoludur.
Bunu sadece dini bir düşünce olarak düşünmeyin. İnanmak insanın hayatının her alanında yaptığı bir şeydir. İnsan güvende olduğuna inanmak ister. İnsan sevildiğine inanmak ister. İnsan kafasında sorduğu doğaüstü olayların sebebini izah edecek olan inan sistemlerine inanmak ister. İnsan inanmak ister. Çünkü kanıtlayamadığı konuda bir kaçış yolu arar. Psikolojik olarak çökmemek için insan inanmaya muhtaçtır.
Yorumlar
Bir şeylere inanmak insanlar için ayrı bir dünya yaratır
katılamadım
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız