Bazen elinizde satacak bir şey kalmadığında, insanlara hayali şeyler satmaya başlarsınız. Bu genellikle kriz dönemlerinde olur. Örneğin bir özgürlük mücadelesi veriyorsunuzdur. İnsanlara özgür oldukları bir ülkenin hayalini satarsınız çünkü elinizde başka hiçbir şey kalmamıştır. Ya da bir işadamsınız ve elinizde satabileceğiniz bir şey kalmadı veya elinizde olan mevcut şeyleri satamıyorsunuz. Yani bir kazancınız yok.

Bu durumda gerek müşterilerinizi çekmek, gerekse elinizde olan çalışanları orada tutabilmek için onlara hayal satmaya başlarsınız. Gelecekte olabilecek harika şeyleri vaat eder ve bunları yapacağınızı söylersiniz. Ancak hayal satmaktaki bir numaralı amaç her zaman için bir liderin veya yöneticinin çevresinde olan insanları çevresinde tutmaya devam etme çabasından başka bir şey değildir. Bir peki bir şeyin hayal olduğunu veya hayal satıldığını nasıl anlarsınız?

O şeyin asla gerçekleşemeyecek kadar güzel olduğunu gördüğünüzde aslında ortada olan şey size bir hayal satıldığı gerçeğidir. Bir düşünsenize, hayatta gerçekten her şey çok güzel olabilir mi? Tabii ki de hayır. Her zaman için bir problem çıkacaktır. Tüm kontrol ve tüm güç sizde olmadığı sürece, hayatınızı başkalarıyla paylaştığınız sürece her zaman için bir problem çıkacaktır ve hiçbir şey mükemmel veya istediğiniz gibi olmayacaktır. İşte bir şeyin hayal olduğunu veya hayal satmak olduğunu böyle anlarsınız.