Hayata algılayış şeklimize baktığımız zaman, pek çok insanın olmakta olanı algılamak yerine istediği şeyleri algıladığını görebiliriz. Aslında pek çok insan hayatı kendi istediği şekilde algılar. Günümüzde sosyal medyayla bu çok daha kolay bir hale geldi. Örneğin, sosyal medyada sadece sizin hayat görüşünüzü destekleyen insanları takip ederek, onların sunduğu bilgileri kafanıza doldurup hayatın istediğiniz şekilde olduğunu algılıyorsunuz. Veyahut da dinlediğiniz müzikler, belli tarz müzikleri dinleyip hayatı o müziklerdeki gibi algılayabiliyorsunuz. Veya televizyon programları, ya da filmler, ya da diziler.
Hiç fark etmez. Hayatı istediğimiz gibi algılıyoruz ama olmakta olanı algılamıyoruz. Aslında bu algı dünyamızda kendimizi inşa ettiğimiz bir yuvanın sonucu. Dünyanın ya da dışarının o acımasız, o korkunç yüzünden saklanmak için kendimizi fanusun içine sokuyoruz. Bu fanusta sadece istediğimiz şeyleri algılıyoruz. Ancak hayatı ya da olmakta olanı algılamak, tarafsız bir gözle ve çok daha geniş bir bakış açısıyla, gerekirse canımızı yakacak gerçekleri veya hakikatleri de göze alarak ona bakmak demektir.
Ama pek çoğumuz bunu yapmak yerine sadece istediğimiz şekilde hayatı algılamayı seçiyoruz. Ve tabi bunun uzun vadede etkisi, gün gelip de o hayaller veya o fanus kırıldığı zaman büyük bir depresyon, büyük bir acı ve bir hiçlik duygusu oluyor. Fanusta kalmaktansa, olmakta olanı anlamak çok daha yararlıdır. Özellikle uzun vadede.
Yorumlar
İnsan hayatı her bölümüyle algılayamaz
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız