Bugün etrafımıza baktığımızda, cebimizi tuttuğumuz telefonları elimize aldığımızda, internette gezindiğimizde ya da Önce yerimize durup, bilgilerimizde bir şeylere baktığımızda bile, gün içerisinde bundan 50 ila 100 yıl öncesinde yaşamış bir insana kıyasla çok daha fazla uyarıcıya maruz kalıyoruz. Peki nedir bu uyarıcılar?
Bizi harekete geçirebilecek herhangi bir şey olabilir. Bir görüntü, bir ses, bir video, bir reklam, bir konuşma, bir yazılı metin. İçimizde bir şeyleri kıpırdatabilecek her şey. Zihnimizi çalıştırabilecek her şey. Ya da şöyle söyleyeyim, zihnimizi çalıştırmaktan ziyade bizim hormonlarımızı harekete geçirebilecek her şey. Her yer bize, insanlara dopamin salgılatacak şeylerle dolu.
Reklamlar, kısa videolar, uzun videolar, sosyal medya, her şey. Ama her şey insanı uyarıyor. İnsanlık gerçekten de tarihinde hiç yaşamadığı kadar büyük bir dopamin kriziyle karşı karşıya olabilir. Ve bu uyarıların sonu bir türlü gelmiyor. Gerçekten de tuhaf bir dönemdeyiz ve bu gidişat, yani bu kadar çok uyarıcının olması, gelecekte insanlık üzerinde nasıl bir etki yapacak gerçekten de tahmin bile etmek istemiyorum.
Yorumlar
Her yerimiz sarılmış
Şapşala döndük.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız