Bugün dışarıdaki bir insana gidip herhangi bir konuda ne istediğini sorsanız, size verebileceği bir sürü cevap olabilir. Ancak burada bir çelişki vardır. O çelişki ise, insanların gerçekte yaptıklarıyla ne istediklerini söyledikleri arasında oluşan büyük farklılıktır. Örneğin, bir insana sorsanız, siz nasıl insanlarda yakınlık kurmak istersiniz diye veya nerede olmak istersiniz diye, size çok ideal, çok muhteşem bir portret çizecektir. Ama o insanın gerçekte yaptıklarına baktığımız zaman, çizdiği ideal portreyle alakası bile yoktur.
Aslında insanlar bu sebepten dolayı ne istediklerini tam bilemezler. Sanki insanlar bir şeyleri istemesi gerektiği söylendiği için isterler. Yani gerçekte istediklerini tam bilemezler. Bu yüzden o an istedikleri şeyleri en ideal olacak şekilde söylerler. Ancak iş pratiğe geldiğinde insan hisleriyle hareket eden bir canlı olduğu için anlık hisleri kendisini nereye yönlendirirse o yöne doğru genellikle gider ve istediği şey genellikle o yönde olur.
Yani söylenilenler her zaman ideal ve uzun vadelidir ama pratikte yapılanlar her zaman hissi, anlık, haz odaklı, kısa vadelidir. İşte insanların istekleriyle yaptıkları arasında oluşan çelişkinin en önemli sebeplerinden birisi budur. Hatta belki de tek sebebi, yegane sebebi budur.
Yorumlar
İnsan her zaman bu kargaşanın içindedir
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız