İnsanlık için en büyük seyirlerden birisi nedir diye düşünsek, günümüzde bunu koşullandırılmış mutluluk olarak adlandırabiliriz. Peki koşullandırılmış mutluluk ne olabilir? Yani burada demek istediğim şey aslında şu, bir mutluluk kaynağı var insanlar için veya insanların kendi kafalarında belirlediği. Ama bu mutluluk kaynağını belli koşullar altında istiyorlar. Örneğin bir insan aile kurarak mutlu olabileceğini düşünüyor. Ama aile kurmayı ulaşılması neredeyse imkansız koşullar altına sokuyor. Aile kuracağı kişiyi ulaşılması imkansız bir insan profiline sokuyor.
Ve bu koşullar yerine getirilmeden o mutluluğa ulaşamıyor. Ve aslında imkansız bir mutluluğun peşinde koşuyor bu şekilde de. İşte bu koşullandırılmış mutluluk, insanın mutluluğa ulaşmasındaki en büyük engel. Aslında mutluluk diye bir kavram var mı, yok mu? O da ayrı bir düşünülmesi gereken konu ama insanların kendi kafalarında var olduklarına inandığı mutluluk kavramı yine insanlar tarafından ulaşılamaz bir noktaya konuluyor.
Yani insanlar kendi kafalarında kendilerini iyi hissettirecek şeyleri ulaşılmaz konumlara konarak kendilerini mutsuz canlılar haline, üzgün, depresif canlılar haline dönüştürüyorlar. İnsanlar kendi kendilerinin hayatlarını bitiriyorlar aslında. Asla ulaşılamayacak bir hayalin peşinde koşarak. Bu hayali onlara kim verdi? Belki filmler verdi, belki diziler verdi. Belki okudukları bir kitap. Belki başka insanların hayatlarını yanlış yorumlamaları verdi. Belki sosyal medya verdi. Ve tüm bu verilen hayaller, tüm bu satılan hayaller hüsran ve hediyanla sonuçlanıyor.
Yorumlar
Mutluluk koşullandıkça ulaşılmaz olur
bu koşullar yorar
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız