Bazen aklımıza harika fikirler gelir. Ama işin tuhaf yanı bu tarz iyi fikirler bizim istediğimiz zamanlarda gelmez. Kendimizi iyi bir fikir bulmak için zorladığımızda bulamayız ama ortada hiçbir şey yokken rahat bir anımızda o fikirleri birer birer buluruz. İşte buradaki esas olay galiba rahat olmaktan geçiyor. Evet rahat olmak. Çok ilginç çünkü kritik bir konu ile ilgili çözümü bize sunacak olan fikrin ciddi ve zor bir anda gelmesini bekleriz.

Ama en iyi fikirler kafamızın en rahat olduğu anlarda gelir. Tarihin gördüğü en yetenekli komutanlardan birisi olan Timur'un girdiği zorlu bir muharebe sorasında çadırına geçip bir süre uyuduğu ve uyandığında düşman ordusunu yenecek harika bir fikir bulduğu söylenir. Burada benim dikkat çekmek istediğim nokta ise Timur'un rahat bir kafayla hatta muharebe sırasında uyuyabilecek kadar rahat bir zihinle düşmanını yenecek yolu bulduğudur.

Rahat bir kafanın insana getirdiği en büyük avantaj iyi fikirlere kolayca ulaşılabilmesi bir. Aslında hayat öyle kafaya fazlasıyla takarak kaygı içinde yaşanacak bir şey de değilmiş. Çünkü en iyi fikirler en rahat zihinlere geliyor. En kaygılı zihinlere değil. Kaygı ve korku arttıkça fikirlerin kalitesi de azalıyor. Evet korku anında insanın aklına son derece iyi fikirler gelebilir ama hiçbiri dingin bir akla gelen kadar iyi olamaz.