Yaşamak dediğimiz zaman pek çoğumuzun aklına farklı kavramlar gelebilir. Kimisi için ki biyolojik olarak hayatta kalmak, yani nefes alabilmek, bir şeyler yiyip içebilmek gibi temel etkinlikleri yapabilmek yaşamaktır. Yaşamak ise kimisi için bunlar değildir. Bunlar temelde olan şeylerdir. Kimisi için yaşamak, insanın kendini keşfedebilmesi, farklı şeyler deneyebilmesi, kendini geliştirebilmesi gibi içinde duygusal durumları çeviren etkinliklerdir. 

 

Genelde yaşamak dediğimiz zaman kast edilen kavram ikincisidir. Bu sebepten dolayı, eğer ikincisini yaşamak olarak alırsak, günümüzde aslında pek çok insanın ya yaşamayı unuttuğunu ya da hiç yaşamadığını görebiliriz. 

Bugün kendisine keşfedecek bir bireysel yolculuğa çıkabilmiş, farklı şeyler deneme lüksüne sahip olan veya deneme isteği bulunan kaç kişi görebiliriz ki etrafımızda? Belki de hiç. Peki, pek çok insan hayatta kalmak için çalışıyor gibi görünüyor. Ya da hayatta kalsa bile, yaşamak için kendisine kalan zamanı aslında yaşamaya harcamıyor.