Bedenimizle aklımız arasındaki en büyük farklardan birisi, birisinin hiç durmadan çalışmaya devam ederken diğerinin belli zamanlarda duracak olmasıdır. Ona üçüncü açıdan bakın, bedeninizi çalıştırdınız, spor yaptınız veyahut da ağır bir iş yaptınız diyelim. Sonra oturup dinlenmek istersiniz. Peki, çok fazla düşündüğünüz veya çok fazla zihin yorduğunuz bir konu olduktan sonra, dinlenmek istediğinizde zihniniz hiç durdu mu?
Muhtemelen durmamıştır. Durmamıştır çünkü zihin aslında ilginç bir şekilde asla durmaz. Biz uyurken bile durmaz. Aklımız asla durmaz. Hatta o kadar durmaz ki rüyalarda yürürüz. Uyurken bile çalışmaya devam eder. Buradan da aslında çıkarılabilecek en iyi derslerden birisi aklımızın bize hayatta bedenimizden belki de daha gerekli olabildiğidir. Bir güç unsuru olan bedenimizi nasıl kullanacağımız aklımızın alabileceği bir konudur.
Tabi burada bedenimizin rolü inkar edilemez. Çünkü aklımızı ayakta tutan şey, yani beynimizi ayakta tutan şey de bedenimizin ta kendisidir. Bedenimizi kullanarak besleniriz. Bedenimizi kullanarak tehlikelerden uzak dururuz. Bedenimiz, bizim aklımızın gerçek dünyayla olan yegane bağlantısıdır. Akıl bedensiz, beden de akılsız olmaz. Ancak ikisinden birinin durması gerektiğinde durması gereken beden oluyor. Çünkü tetikte olması gereken her zaman akıldır.
Yorumlar
bence bedenimiz beynimizin bir uzantısı sadece
Akıl her an tetikte olmalıdır
Beyni susturamamak ciddi sorun
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız