Sonra bir gün biyopsi sonucunun çıktığının haberi geldi ve doktorla görüşmeye gittim. Görüşmeye yalnız gitmek istedim, çünkü sonucu önce kendim kabullenmeliydim, daha sonra eşime ben anlatırım diye düşündüm. Eşim o gün doktor randevum olduğunu biliyordu fakat konu ile ilgili hiç konuşmadık. Ertesi gün ben doktor ile görüşmeye başladığımda o da birkaç dakika geç kalarak muayenehaneye geldi ve böylece oracıkta sonucu birlikte öğrenmiş olduk. Doktor sonucu bana çok üzülerek açıkladı. Sanırım ben kabullenmekte zorlandığım için ve bir sonraki aşamanın ve surecin nasıl devam edeceğini anlamak için doktoru soru yağmuruna tuttum. Doktor kitlenin 2 cm çapında olduğunu ve memenin tamamının alınmasının zorunlu olduğunu söyledi, ben mememi kısmen de olsa kurtarılması için çaba sarf ediyordum. Aynı zamanda isyan ediyordum, ben sağlıklı beslendim, spor yaptım ve doktor kontrolünü aksatmadım bu nasıl olabilirdi. Doktorum ise, bu yüzden erken teşhis edilebildi kitle, böyle dikkatli olmasaydın bu şansın olmazdı, ‘’Kansere yakalanmak değil, geç kalmak öldürür.’’ dedi. Eşim bütün konuşmaları sessizce dinledi, yanaklarından gözyaşları süzülüyordu. Eşim mi benim için çok korkuyordu, yoksa ben mi kendim için daha çok korkuyordum bilemiyorum. Ben bundan sonra ne olacak diye anlamaya çalışmaktan ağlayamadım bile kendi halime. Biz eşimle göz göze gelmemeye çalışıyorduk. Doktora konsantre olmalıydım yoksa eşimden daha da beter hıçkırarak ağlayacaktım. Görüşmenin sonuna doğru eşim çıktı ve gitti. Bense sakin kalmaya çalışarak doktordan yapılacak müdahale ve tedavi sürecini (kemoterapi, radyoterapi, yeniden memenin yapılma ameliyatı v.s.) öğrenmeye çalışıyordum. Bu hastalığın hayatımda yaratacağı değişikliği öğrenmem gerekiyordu. Ben doktora ameliyatı düşünüp kendisini arayacağımı söyledim ve oradan ayrıldım. Arabama bindim ve uzun bir yolculuğa çıktım. Bir de baktım Ankara’dan Eskişehir’e gelmişim. Bu kadar uzağa gitmenin yeterli olduğunu düşünüp, tekrar Ankara yönüne döndüm. Eve geldiğimde saat gece yarısıydı. Neyse, bir nebze de olsa sakinleyebilmiştim.
Ertesi gün araştırmalarıma başladım. Maalesef bu süreci geçirmiş birilerine rastlayamadım, bu yüzden araştırmamı büyüttüm ve bu sayede Almanya da bulunan bir meme vakfını keşfettim. Bu vakıftan hastalık ve hastalığın tedavi süreci ile ilgili beni tatmin edecek bilgiler aldım. Defalarca telefonla konuştuk sonra bana yazılı metinler gönderdiler ve nelere dikkat etmem konusunda beni bilgilendirdiler. Aradığım vakıfta bana bilgi verenler, duruma göre doktor duruma göre deneyimlemiş kadınlardı. Benim için büyük önem taşıyan bir şey de mememin yeniden yapılmasıydı Tabii ki biyopsi sonucunu beklerken neler olabileceği ile ilgili biraz araştırdım. Çünkü bazı hastalarda memenin alındığı ameliyat ile eşzamanlı olarak yeni memede yapılıyormuş. Ben bu gruba girebilir miydim? Yoksa bir süre beklemem mi gerekiyordu ve bunun için hangi yöntem uygulanabilirdi. Bunlar bittikten sonra mastektomi ameliyatını (memenin ve koltuk altı lenflerinin alınması) ve tedavisini bana hatırlatacak bir görüntü istemiyordum bedenimde. Kanserden önceki yaşamıma devam etmek istiyordum.
Ameliyat olmadan önce bir akşam kendimi toparlayıp, kızıma durumumu anlattım ve korkma ben bu hastalığın üstesinden geleceğim dedim. Benim için daha zoru ise oğlumun henüz çok küçük olmasıydı. Oğluma sadece hastayım ameliyat olacağım sonra tedavi olup iyileşeceğim dedim. Ona kanser olduğumu söyleyip o küçücük kafasının korkularla dolmasından korktum, kıyamadım. Ben ameliyat tarihi gelinceye kadar geceleri çocukların odalarına girip onları uykularında seviyordum ne kendime ne de eşime itiraf edemediğim kadar korkuyordum olacaklardan. Bu arada ameliyatımı oldum, sol meme ve koltuk altı lenflerim alındı.
Yorumlar
Elinize sağlık
çok geçmiş olsun, yazının devamını bekliyorum…
Geçmiş olsun...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız