Bir fikir ya da fikir grubuna kapılmak, bir akıntıya kapılmaya benzer. O fikrin gideceği yeri bilmezsiniz. O fikri yönlendiremezsiniz. O fikirde söz sahibi değilsinizdir ama o fikre inanmayı seçmişsinizdir. O fikrin doğru olduğuna inanmayı seçtiğiniz için ve bu konuda inanarak ve sorgulamayarak gittiğiniz için bir akıntıya kapılmış gibi nereye gideceğinizi veya nerede duracağınızı bilmeden öylece sürüklenir durursunuz. İşte bir fikre inanmak buna benzer. Bir fikri bilmek ve bir fikre inanmak arasında çok önemli bir fark vardır.
Bir fikri bilmek onu sizin açınızdan sorgulanabilir kılar. Kendinizi fazla kaptırmazsınız ama ne olduğunu bilirsiniz. Bir fikre inanmak ise sizi aslında biraz da başka fikirlere kapatır, inandığınız fikri sorgulanamaz kılar ve böyle yola devam edersiniz. Bir fikre inanmak son derece tehlikeli olabilir bir insan için. Ama bu tehlike sizin açınızdan zaman kaybetmeniz ve enerjinizi boş harcamanızla ilgilidir. Düşünsenize, gençliğinize bir fikre inandınız ve o fikrin peşinde koştunuz. Bir iki yıllarınız gitti.
Peki, o fikrin sonunda bir yalandan ibaret olduğunu, size zaman kaybettirdiğini ve sonunda bir yenilgeye uğradığını anladığınız an ne hissedeceksiniz? Nasıl geri dönüp de kaybettiğiniz zamanı ve giden enerjinizi geri alacaksınız? Giden gençliğinizi nasıl geri alacaksınız? Bu yüzden bir fikre kapılmak ve inanmak son derece zararlıdır. Bir fikre kapılmaktansa, olabilecek veya bilebileceğimiz kadar çok fikir bilmek daha anlamlı ve mantıklı olacaktır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız