Herhangi bir konuda gösterdiğimiz çabanın, verdiğimiz çalışmanın karşılığını görmek bazen yıllar bile sürebilir. Önleyin çalışırsınız, çalışırsınız, yıllarca çalışırsınız ve yıllarca çalıştıktan sonra üzerinde çalıştığınız şehir neyse onun karşılığını alırsınız. Bazen ise çalışmalarınızın karşılığını anlık olarak görebilirsiniz. Ancak ne anlık olarak gördükleriniz ne de yıllar sonra gördükleriniz arasında aslında kavramsal olarak pek bir fark yoktur. İkisi de sonuçtur, ikisi de başarıdır.

Önemli olan sonuç en kısa zamanda görebilmektir çünkü o zaman kaybetmemiş olursunuz. Şöyle düşün, herhangi bir konuya yıllarınızı harcadığınızı bir düşünsenize, o neca zaman kaybına elde ettiğiniz sonuç diyecek midir? Muhtemelen çok büyük bir şey değilse değmeyecektir. Yani uzaya falan çıkmaya çalışmıyorsanız, ya da yeni bir şey yaratmaya, yeni bir elementi yaratmaya çalışmıyorsanız falan değmeyecektir. Bu yüzden en azından bireysel olarak hayatlarımızda çok uzun vadeli hedefler koymak genellikle mantıklı olmayacaktır. Çünkü zaten ne kadar yaşayacağız ki bu dünyada?

Yetmiş yıl, belki seksen yıl. O da belki geleceğimizi de biz göremiyoruz, bilmiyoruz. Bu sebepten ötürü çok önemli olmadığı sürece, hayatımızda çok büyük bir değişiklik olmadığı sürece, sonucunu yıllar sonra görebileceğimiz bir çalışma yapmak veya biz de bu kadar zaman kaybettirebilecek bir çalışma yapmak, son derece saçma olabilir. Bir şey üzerinde çalışırken bunun değerlendirmesini bizim yapmamız gerekir. Zaman ve fayda değerlendirmesi en önemli şeylerden biridir. Zaman, emek ve fayda. Yani harcadığımız zaman ve verdiğimiz emek, ulaştığımız sonucu değecek mi değmeyecek mi? Bunun değerlendirmesi yapmak çok önemlidir işte.