Seller, depremler, yangınlar, tsunamiler... Yani yaşadığımız onca doğal afetler. Ya da insan doğasının insanı sürüklediği toplumsal sapkınlıklar, savaşlar, kıtlıklar... Yani insanın sebep olduğu afetler. Tüm bu afetler aslında belli başlı doğa kurallarının ihlalinin ardından bizlere doğanın kendisi tarafından verilen sinyallerden ibaret. Doğanın kendisi tarafından bizlere verilen tüm bu sinyaller aslında biz insanların gerek kendi doğamızın gerekse içinde yaşadığımız doğanın dengesini bozmamızdan dolayı biz insanlara verilen sinyallerdir.
Dengeyi nerede bozduğumuzu bulup daha fazla bozmayı bırakmamız gerekir. İnsanın denge bozma durumu haricinde elbette doğal afetler olacaktır ama bu doğal afetler yüzbinlerce yıl süren evrimleşme ve değişim süreci içinde insanın sebep olduğu kadar sık yaşanmayacaktır. İnsanın dengeyi bozmasına ve doğanın verdiği sinyale örnek vermemiz gerekirse insan doğada çok fazla sayıda kuşu öldürürse doğada bit ya da pire gibi canlıların sayısı artar ve denge bozulmuş olur.
Sayısı dengesizce artan bit ve pireler de taşıdıkları çeşitli hastalıkları insanlara esksinden daha çok bulaştırırlar. Bu olay kuş gribi döneminde yaşanmış bir olaydır ve doğanın uyarısına güzel bir örnek olabilir. Doğa dengesi bozulduğu an olumsuz gelişmelerle insana sinyal vermeye başlar.
Yorumlar
Doğa insana her zaman önce uyarı verir
doğaya kulak vermek gerek
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız