1912 yılında Galata'nın 'yeni köprü'sü (üstte) ve 50 yıl sonra artık 'emektar' denilebilecek Galata Köprüsü, 1960'tarın başında, hınca hınç dolu haliyle. Bir zamanlar Galat Köprüsü’nden geçiş de ücretliydi. Köprü'den parayla geçildiği günlere yetişmedim. Sonradan öğrendim: 1930 yılının Haziran günü Köprü parası kaldırılmış. O günlerde çıkan gazetelerde yazdığına göre, o gece Galata Köprüsü'nden para vererek geçen son kişi, Çarşıkapı'daki bir ayakkabı imalathanesinin sahibi Nuri Bey adlı biri olmuş.
Çoluk, çocuk Eminönü'nde para vermemek için, sabırsızlıkla gecenin saat tam 24.00'ünde geçiş parasının kalkmasını beklerken, Nuri Bey bastırmış "mürurıyeci"ye kuruşu, göğsünü gere gere geçmiş Köprü'den karşıya, Karaköy tarafına... Bence, iyi etmiş Çarşıkapı’lı Nuri Bey... Bastırdığı para topu topu bir kuruşmuş ama, bu parayı vermekle Galata Köprüsü'nün tarihine geçmeyi başarmış. Yoksa, koca İstanbul'da kim bilecek kundura imalatçısı Nuri Bey'i!
Köprü parası toplayan 'müruriyeci'ler işbaşında: Yayalardan da araç sürücülerinden de para alınıyor. Müruriyeciler mi kimler? Geçenlerden köprü parasını toplamak için Köprü'nün iki başını tutmuş olan, iri yarı Belediye görevlileri... Üzerlerinde, topladıkları kuruşları Şeytan'a uyup da kendi ceplerine atmamaları için, cepsiz uzun iş gömlekleri olurmuş. Boyunlarında da, aldıkları kuruşları içine atmaları için kayışla asılı sarı madenden kumbara benzeri birer kutu...Köprü parasını kutuya atmayanı ölseler Köprü'ye bırakmazlarmış!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız