Toplumların geçmişini hatırlaması son derece önemlidir. Çünkü geçmişini bilmeyen bir topluluk kendi değerlerini, kendi geleneklerini, nereye ait olduğunu bilmez. Geçmişi binlerce yıla kadar uzanabilen ve binlerce yıl öncesinde atalarının kendilerine verdiği öğütleri bilmeyen toplumlar her türlü iyi veya kötü fikre kapılarak oradan oraya savrulabilirler. İşte bu yüzden geçmişi unutmayan azınlık aslında son derece önemlidir.
Ancak geçmişini unutmayan azınlığı pek çok toplumda görmek o kadar da kolay değildir. Evet, bugün geçmişini bilen, yani geçmişini derken, ulusunun binlerce yıllık tarihini bilen, bunun içselleştirebilmiş kaç kişiye rastlayabilirsiniz ki? Düşünsenize, şu anda biz Türklerin tarihi ne kadar da geriye gidiyordur. Milattan öncesine kadar uzanan bir tarihimiz var. Ama bu tarihimiz hakkında kaçımız yeterince büyük ve çok fazla bilgiye sahipiz ki?
Tabi bunun sebeplerinden birisi, bir Türklerin göçebe bir hayata sahip olması ve yazılı kaynakları çok fazla yazamamış olmasından da geçiyor. Ama yine de yazılı kaynakları Türklerin az da olsa mevcut. Ve bu yazılı kaynakları da yazanlardan kimin ne kadar haberi var? Geçmişini bilmeyen toplumlar, başkalarının geçmişlerini kendi geçmişleriyle karıştırabilirler ve oradan oraya savrulup dururlar.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız