Hayatı yaşamak veya hayatı izlemek iki farklı kavram olarak karşımıza çıkabilir. İnsanların pek çoğuna bugün hangisini tercih edeceklerini sorsanız, eminim hayatı yaşamayı tercih edeceklerdir. Hayatı yaşamak yani bir şeyler yaşayabilmek, insanlarla bir şeyler yaşayabilmek, gülüp eğlenebilmek ya da buna benzer eğlenceli ya da haz dolu aktiviteler yapabilmek. Ancak hayat sadece bundan mı ibaret? İşte hayatı yaşamak dendiğinde insanların belki de en büyük yanılgısı hayatı sadece bunlardan ibaret görmeleridir. Oysa ki günümüze gerçekçi bir bakış açısıyla baktığımız zaman aslında hayatta yaşanabilecek pek de fazla bir şey yok.

Yani eğlenceli olarak yaşanabilecek pek de fazla bir şey yok. Hayatı yaşamak aslında bir hayatta kalma mücadelesi vermeye benzer ve aslında da böyledir. İstediğiniz hiçbir şeyi tam zamanında ve tam yerinde alamazsınız. İstediğiniz hiçbir şeyi tam olarak istediğiniz şekilde yaşayamazsınız. Bunların hepsi birer hayal ürününden ibarettir. Dolayısıyla aslında hayatta yaşanabilecek pek de fazla bir şey yoktur. En azından yaşayabilecekleriniz arasında insanların hayalini kurduğu o muhteşem hayat pek de ulaşılabilir bir hayat değildir. En azından dünyanın pek çok yerinde bu böyle.

Sonuç olarak geldiğimiz noktada aslında hayatta yaşanabilecek eğlenceli ya da keyifli anlardan ziyade genelde mücadele dolu, yorgunluk ve acı dolu bir hayat insanlığı bekler. Hayatı yaşamak aslında bunları yaşamak demektir. Dolayısıyla insanların içine karışmaktansa aslında hayat denilen şeyi izlemek çok daha avantajlıdır. En azından sadece kendi acılarınızdan ve mücadelemizden sorumlu olursunuz ve hayat sizin açınızdan sadece kendi sorumluluğunuz altında kendinizi geliştirmeye çalışarak geçer.