Doğanın realitelerinden bahsetmeye başladığımızda herhangi bir şeyin eskimesiyle ilgili olan detayları söylemeden geçmek olmaz. Evet, doğanın en büyük realitelerinden birisi zamandır ve zamanın en büyük göstergelerinden birisi de her şeyin eskimeye, sonlanmaya, bozulmaya mahkum olmasıdır. Bir araba düşünün, yıllarca bir kenarda beklese sonunda pas tutup çürür. Bir binayı düşünün, onlarca yıl beklese kendi kendine yıkıma uğrar. Bir teknolojik aygıt düşünün, birkaç yıl sonra veya birkaç on yıl sonra kendiliğinden çalışmaz hale gelebilir.

Ya da bir fikir düşünün, fikirler, soyut kavramlar da böyledir. Günümüzde iyi olan bir fikirin yıllar sonra iyi olacağı diye bir kaide yoktur. Sonuç olarak ister somut ister soyut kavramlar olsun her şey ama her şey eskimeye mahkumdur. İşte her şeyin eskimeye mahkum olması, hatta sevgi denilen ya da öfke denilen kavramların bile eskimeye mahkum olması son derece doğaldır. Birine sonsuza kadar öfkeli kalamazsınız veya birini sonsuza kadar sevemeyebilirsiniz de, her şey eskiyebilir.

Eskimenin önüne geçmenin tek yolu yenilenmektir, evrimleşmektir, değişmektir. Eğer bu olmazsa hiçbir şekilde eskimenin önüne geçilemeyecektir. Bozulmanın önüne asla geçilemeyecektir. İşte bu sebepten dolayı zaman ve zamanın en büyük göstergesi olan bozulma, eskime, doğanın en büyük realitelerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.