Filmlerde ya da masallarda bizlere genellikle ideal bir insan modeli anlatılır. Aslında bu ideal insan modeli genellikle filmlerle birlikte, günümüzde özellikle, insanların kafasına bir şekilde kodlanır. Her insanın kafasında kendi yorumladığı bir ideal insan profili oluşur. Ve bazı insanlar bu ideal insan profillerinin kendi hayatlarında olmasını gerçekten çok isterler. Bir arkadaş olarak olabilir, bir dost olarak olabilir, bir eş olarak olabilir ama o ideal insanı hayatlarında arzularlar. Lakin bu ideal insan modelini, insanın hayatında arzulaması ve gözünün bunun dışında pek fazla bir şey görmemesi, genellikle onun sonunu oluşturan bir olaylar zincirini başlatır.
Burada son iki şekilde oluşur. Birinci olumsuz son, aslında ideal insan denilen bir kavramın asla var olmamış ve var olamayacak olmasıdır. Ancak insan bunu bilmez. Çünkü ideal insanı arzulayan insan da idealisttir ve idealist olduğu için hayallere kapılıp o hayallere inanmayı seçer. Ve hayatı boyunca bu hayalin bekleyişiyle yaşayabilir, bunu umut edebilir. İkinci olumsuz son ise, bir insanın ideal kavramından kendi içine ne kastettiğini anlayan başka bir insan, bunu taklit ederek o insanın hayatına kolaylıkla girebilir ve ona istediği her şeyi yaptırabilir, onu kullanabilir. İdeal olan her insanın kafasında oluşturduğu bir kalıptır, bir yanılgıdır.
Ve insanın kendini bu tarz kalıplar ve yanılgılar içinde hapsetmesi, onun bir noktadan sonra kendi hayatını her halükarda zindana çevirmesine sebep olabilir. İdeal diye bir şey yoktur. Elimizdekiyle yetinip, ondan mutlu olmaya veyahut da onu geliştirmeye bakmamız en doğrusu olacaktır. Elimizdekileri en iyi şekilde kullanalım. Veya daha iyisine ulaşmaya çalışalım. Ama ideal olana değil.
Yorumlar
İmkansız bir rüya
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız